 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1990/4565
K: 1990/4853
T: 30.03.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan ortaklığın giderilmesidavasına dair karar davalılardan (Fadime Ü.) tarafından temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava bir parça taşınmaz mal ortaklığının giderilmesi istemidir. Mahkemece ortaklığın giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı (F) tarafından temyiz edilmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, toplanan delillere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2 - Dava konusu taşınmazın 3 paydaşı imar yasa ve yönetmeliğine göre aynen taksimin mümkün olup olmadığına dair belediyeye yazılan yazıya verilen cevapta cephe 6 m olmak koşuluyla üç ifrazın mümkün olduğu bildirilmiştir. Buna göre tarafların taşınmaz üzerindeki fiili kullanmaları dikkate alınarak bir ifraz haritası çizdirilip bu ifrazın yine belediyeden imara uyğun olup olmadığı sorulup, parçaların arasında değer farkı olduğu takdirde ivaz ilavesi surtiyle aynen taksimi hususunun düşünülmesi gerekir. Mahkeme böyle bir ihtimal üzerinde durmamıştır.
Kabul şekli itibariyle satış yoluyla ortaklığın giderilmesi istenilen taşınmaz üzerinde buna, ağaç vesaire gibi muhdesat varsa bunlar M.K. 619 maddesi uyarınca arzın mütemmim cüzü sayıldığından arzla birlikte satışına karar verilir. Ancak bunların bir kısım paydaşlara aidiyetine ilişkin tapuda şerh varsa veya bu hususta tüm paydaşlar ittifak ediyorsa o takdirde değerlere göre oran kurulması ve satış parasının bu oran esas alınarak dağıtılması gerekir. Oran kurulurken muhdesatın ve arzın dava tarihi itibariyle ayrı ayrı değeri takdir ettirilir, bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri saptanır, bulunan tüm değer muhdesat bedeline ve arzın kıymetine ayrı ayrı oranlanarak yüzde itibariyle ne kadarının muhdesata ne kadarının arza isabet ettiği belirlenir. Satış bedelinin dağıtımında da bulunan arza isabet ettiği belirlenir. Satış bedelinin dağıtımında da bulunana bu yüzde nisbetler gözönünde tutularak muhdesata isabet eden kısmın sadece muhdesat sahibine veya payları nisbetinde sahiplerine arza isabet eden kısmın da payları oranında tüm paydaşlara verilmesi icap eder.
Muhdesatın arzın paydaşlarına değil de 3. şahsa aidiyetinin anlaşılması halinde bu şahsı muhdesat nedeniyle davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay verme mümkün değildir.
Olayımızda; Aynen taksim mümkün görülmeyip satışa karar verildiği takdirde yukarıda açıklandığı üzere taraflara aidiyetinde ittifak edilen bina bedellerinin brüt değer üzerindeki yüzde nisbetleri tespit edilip satış bedelinden bu yüzedelere isabet eden miktarın bina sahiplerine verilmesine karar verilmesi gerekirken, oran kurulmadan bilirkişice belirtilen bina bedellerinin tapudan doğrudan doğruya bina sahiplerine ödenmesi şaklinde karar verilmesi de mutat uygulamalara aykırı görülmüştür.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükün H.U.M.K'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA(...) 30.3.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.