 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1990/4562
K: 1990/4851
T: 30.03.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan, tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, işyeri ihtiyacı nedeni ile tahliye istemidir. Mahkemece tahliyeye karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz ediliştir.
Davacılar ihtiyaç sebebiyle taşınmazın tahliyesini istemişlerdir. Davalı taraf öncelikle davanın süresinde açılmadığını ileri sürerek davaya karşı çıkmıştır.
Gerçekten taraflar arasında ilk kira sözleşmesi 17.8.1987 tarihinde tanzim edilmiş ve kira süresinin eczane ruhsatı alındığında başlayacağı ve sürenin 2 yıllık olduğu belirtilmiştir. Ayrıca bu sözleşmede kira parasının her yıl kanuni artışa tabi olacağı öngörülmüştür. Ruhsat 8.11.1983 tarihinde alınmıştır. Bu sözleşmeye göre kira ilişkisi 8.11.1983 tarihinden itibaren 2 yıl süreli olarak kurulmuş olmaktadır. Ancak taraflar arasında 2.9.1983 tarihinde bir taahhütname imzalanmış, bu taahhütnamede taşınmazın harap vaziyette kiralandığı, kullanılır hale getirilmesi için iki milyon lira tadilat masrafı yapıldığı; 10 yıldan önce boşaltma halinde, bu paranın kiralayanlar tarafından kiracıya ödeneceği, kiracı kirayı aksatmadan ödediği takdirde kiralayanların 10 yıl süre ile çıkartmak isteğinde bulunamayacaklarının taahhüt edildiği görülmüştür. Buna rağmen yine taraflar 1.8.1987 başlangıç tarihli 1 yıl süreli yenileme sözleşmesi tanzim etmişler, bu sözleşmenin 4. özel maddesinde kiralanan yer inşaat için bir müteahhide verildiği takdirde 1 ay önceden bildirilmek koşulu ile kiralananın tahliye edileceği ve aynı sözleşmenin özel 6. maddesinde de kiracının kira süresi sonunda kiralananı tahliye etmediği takdirde kira parasının % 30 arttırılacağı kabul edilmiştir.
Bu durumda davanın süresinde açılıp açılmadığını saptamak için 2.9.1989 tarihinde verilen 10 yıllık tahliye istenemeyeceğine dair taahhütle 1.8.1987 tarihinde 1 yıllık olarak düzenlenen sözleşmedeki sürenin karşılaştırılması ve son sözleşmenin ilk 10 yıllık tahliye yasağını değiştirip değiştirmediği üzerinde durmak gerekmiştir.
2.9.1983 tarihli taahhütnamenin 17.8.1983 tanzim tarihli sözleşmedeki 2 yıllık süreyi ortadan kaldırdığında bir tereddüt yoktur. Ancak 1.8.1987 başlangıç tarihli sözleşmenin ilk 10 yıllık tahliye yasağını değiştirip değiştirmediği üzerinde durulmamış, bu konu yeterince araştırılıp değerlendirilmemiş olduğundan hükmü öncelikle bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, 30.3.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.