 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1990/4482
K: 1990/4726
T: 28.05.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan(...)tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla(..) gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı, taahhüt nedeniyle kiralananın tahliyesini istemiş, mahkeme davayı reddetmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı vekili, kiralananda 1.11.1981 tarihinden beri kiracı olan davalının kiralananı 1.5.1989 tarihinde tahliye etmeyi taahhüt ettiğini, buna rağmen taahhüdünü yerine getirmediğini ileri sürüp kiralananın tahliyesini istemiştir. İddia olunan taahhüt tarihine göre süresinde vaki icra takip talebi üzerine kendisine tahliye emri tebliğ olunan davalı taahhütnamedeki imzanın kendisine ait olmadığını bildirmiş, ayrıca taahhütnamenin kira aktinin yapıldığı sırada kiralayanın isteği üzerine verildiğini, o belge verilirken tanzim tarihinin ve kiralananın tahliye edileceği tarihin yazılmadığını, yerlerinin boş bırakıldığını, bu durumun da ev bulamadıklarından kaynaklanan muzayaka halinden ileri geldiğini savunarak takibe itirazda bulunmuş ve davada icradaki itirazını savunma olarak tekrar edip davanın reddini istemiştir. Bilirkişi incelemesi sonunda taahhüt mektubu başlıklı belgedeki imzanın davalıya ait olduğu saptanmıştır. Aynı incelemeden taahhütnamedeki tarihlerin metnin yazılmasından sonra başka bir tarihte boş yerlerin doldurulması suretiyle tamamlandığı belirtilmiştir. Bu suretle tarih yerleri bırakılmış olmakla birlikte taahhüt mektubunun bütünüyle ve içeriği bilinerek davalı tarafından verildiği sabit olmuştur. Bu taahhütnamede davalı kiralananda kiracı olarak oturmakta olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle bu taahhütnamenin ilk kira anlaşması yapıldıktan sonra kiralananda oturulurken verildiğinin kabulü gerekir. Davalının aksine savunması ispatsız kalmıştır ve kendi imzasını taşıyan mektuptaki beyan kendisini bağlar. Bu itibarla kiralananda oturulurken verilen bu taahhütname geçerlidir ve normal irade mahsulü olduğunun kabulü gerekir. Taahhüt mektubunda mukavelenin bitim tarihinde kiralananın tahliye edileceği açıkça belirtilmiştir. Bu suretle davalı taahhütnameyi hangi tarihte vermiş olursa olsun o tarihten sonraki ilk kira yılı sonunda kiralananı tahliye edeceğini beyan ve taahhüt ederek bu belgeyi vermiştir. Kaldı ki taahhütname olarak verilen ve verilişinden sonraki kira yılı sonunda kullanılacağı bilinen belgedeki tarih yerlerinin boş bırakılmasının sonuçlarına kendisi katlanmak durumundadır. Bu sebeple geçerli ve normal irade mahsulü olan taahhütnameye itibar olunarak kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekir. Aksi görüşle davanın reddedilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile H.U.M.K.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA(...) 28.5.1990 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Davalı, taahhüt mektubu başlığını taşıyan belgedeki düzenleme ve tahliye tarihlerinin sonradan davacı tarafından doldurulduğunu savunmuştur.
Yaptırılan inceleme sonucunda, taahhütnamedeki düzenleme ve tahliye tarihlerinin belgeye sonradan yazıldığı sabit olmuştur.
Tahliye taahhüdünde kiracının açıkça kiralananı belli bir tarihte tahliye edeceğini kabul edmesi gerekir. Tahliye tarihi yazılmadan kiralayana vermiş olduğu belgenin geçerli bir tahliye taahhütnamesi olarak kabulü mümkün değildir.
Bu itibarla yerel mahkeme kararının onanması oyundayım.