|
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1990/3654
K: 1990/5747
T: 18.04.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan şuf'a davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacı tarafından süresi içinde istenilmekle gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, şuf'alı payın iptal ve tescili isteğine ilişkindir. Mahkeme davayı reddetmiş, karar davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Şuf'a hakkının tapuda yapılan satışın öğrenilmesinden itibaren bir ay içinde kullanılması gerekir. İstirakçı ortaklarda da bunlardan satışı en geç öğrenenin öğrenme tarihine göre bir aylık hakdüşürücü süre saptanır. Diğer otakların daha önce öğrenmesi önem taşımaz. Bu hak her türlü irade bildirimiyle kullanılabilir. Dava dışı kullanıln irade bildirimi süreyi koruyacağından yasal süre içinde her zaman dava açılabilir. Şuf'a hakkı tapudaki satış işleminden sonra doğacağından şuf'alı payın daha önce satılacağının öğrenilmesi veya hak sahibine vakii satın almak teklifinin kabul edilmemesi hiçbir hukuki değer taşımaz. Davalı hak düşürücü süre geçirildiği savunmasında bulunmuşsa bunu isbat etmesi gerekir. Bu konuda tanık dahil her türlü delil ikamesi mümkündür. Önce davalı delilerinin, daha sonra varsa davacı delillerini toplanması gerekir.
Olayımızda: Yukarıda açıklandığı üzere şuf'a olayı (şuf'alı hakkının kullanılması) tapudaki gerçek anlamda satışın öğrenilmesinden itibaren başlayacağından satıştan evvel şuf'alı payın davacıya teklif edilmesi ve onu almaması hiçbir hukuki sonuç doğurmaz. Bu durumda davanın kabulü gerekirken hukuki sonuç doğurmayan satışdan önceki teklif esas alınarak davanın reddedilmesi yargıtay uygulamalarına aykırı görüldüğünden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile H.U.M.K.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA 17.4.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.