 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1990/209
K: 1990/488
T: 23.01.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava evrakı tadilat ve tamirat nedeniyle kiralananın boşaltılması istemine ilişkin olup mahkeme davayı kabul etmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir.
Davacı; dava konusu kiralananın dış cephe doğramaları ile pencere kasalarının tamamen değişmesi gerektiğini, bu nedenle esaslı tadilat yapacağını iddia ederek 6570 sayılı Yasanın 7/ç maddesi gereğince tahliye isteminde bulunmuştur. Davalı, evvelce aynı amaçla açılan davanın reddedildiğini, kira bedeli artırmak gayesi ile bu davanın açıldığını savunmuştur.
Yapılan keşifte dava konusu taşınmazla bunun dışında kalan bağımsız bölümlerin kapı ve pencerelerinin, pencere altındaki denizliklerin tamir ve bakıma veya yenilenmeye muhtaç olduğu ve yapılacak tadilatın da esaslı bulunduğu mütalaa edilmiştir.
6570 sayılı Yasanın 7/ç maddesi gereğince açılan tahliye davalarında, tahliyeye karar verilmek için taşınmaz malın yeniden inşa veya imar maksadı ile esaslı bir surette tamir tevsii veya tadil edilmek istenmesi ve bu işlerin yapılması esnasında da kiralananda oturmanın mümkün olmadığının fennen anlaşılması gerekir. Bilirkişi tamiratını esaslı olduğunu belirtmekle beraber yapılacak işlerin sözü geçen Yasanın 7. maddesinin (ç) bendine göre, imar amacı taşıyıp taşımadığı hususunda bir beyanda bulunmamıştır. Ancak yapılan işin kapsamı nazara alındığında kapı ve pencelerelerin ve pencere altlarının değiştirilmesinin imar amacı taşımadığı kolaylıkla anlaşılmaktadırAynı amaçla 6.3.1987 tarihinde açılan davanın da bu gerekçe ile reddedilip kesinleşmesi olumsuz yönden iş bu dava için güçlü kanıt niteliğindedir.
Ancak davacının anlattığı maddi olayın hukuki nitelendirilmesinin hakime ait bulunması sebebiyle BK.nun 251. maddesi açısından yapılacak işlemlerin zorunlu nitelik arzedip arzetmeyeceği ve tamiratın ne kadar süre içinde bitirileceği yeniden keşif yapılarak ehil bir bilirkişi marifeti ile saptanması, bu durum aydınlığa kavuştuktan sonra davacıdan muvakkat tahliye isteyip istemediği sorulup kabul ederse sonuca göre, aksi halde davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 23.1.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.