 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1990/16201
K: 1991/345
T: 18.01.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava iktisap ve işyeri ihtiyacı nedeniyle tahliye istemidir. Mahkemece tahliyeye karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, dava konusu yeri babasından ihtiyacı için iktisap ettiğini ileri sürüp 6570 sayılı ve 7/d maddesinde öngörüldüğü biçimde dava açmak için süre şartlarına uyarak açtığı işbu dava ile taşınmazın tahliyesini istemiştir.
Davalı ise davacının evvelce bu dükkanda konfeksiyon işi yaptığını, içindeki mallarla birlikte kardeşine devredip Balıkesir'e gittiğini, şimdi ise Balıkesir'den ilişiğini kesip Sındırgı'ya dönmediğini, kendisinin samimi ve iyiniyetli bulunmadığını savunmuş, davanın reddini istemiştir.
Gerçekten maddi olayın gelişimi davalının savunduğu biçimde olmuş, bu yer davacının babasının mülkü iken davacının burada konfeksiyon işi yaptığı, 6.1.1986 tarihinde davalıya kiralayıp devrettiği ve Balıkesir'e gittiği, orada yine aynı konuda iş yapmakta iken bu işi bırakıp Sındırgı'ya döneceği tanıklarca ifade edilmişse de sabit şekilde şimdiki işi yapacak kimsenin öncelikle iş yapmak istediği yerde konut tedarik ederek yerleşmiş olması icab eder. Davacı Sındırgı'ya gelip oturmaya başladığını inandırıcı şekilde isbat edememiştir. Bundan başka kiralayan sıfatı ile akdin sonunu bekleyip dava açma imkanı mevcutken bu yol kullanılmayıp iktisap ederek iktisap sebebiyle daha önceden dava açması da iyiniyet kuralı ile bağdaşmaz.
Bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetli görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, 18.1.1991 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı, dava konusu taşınmazın MK hükümlerine göre iktisap etmeden önce de feshini istediği kira sözleşmesinin tarafı ve dava konusu taşınmazın kiralayanıdır.
Öbür yandan 6570 sayılı yasanın 7. maddesinde kiralayanın dava açacağı ilke olarak kabul edilmiş ve aynı maddenin 7/d maddesinde de kiralayan olarak dava açma imkanı bulunmayan yeni müktesibe de kiralayana halef olarak kira akdi ile bağlı kalmaksızın ve o akdin sonucu beklemeksizin iktisap ettiği tarihten itibaren bir ay içerisinde kiracıyı keyfiyetten haberdar etmek koşulu ile altı ay sonra tahliye davası açma hakkı tanınmıştır.
Uygulamada bu hak evvelce kiralayan veya malik veya paydaş olarak dava açma hakkı bulunmayan yeni malike tanındığı gerek iştirak ve gerek müşterek mülkiyet sistemine göre paydaş olup da birlikte veya müşterek paylılıkta pay ve paydaş çoğunluğunu temin ederek dava açma hakık bulunan kimsenin bundan yararlanamayacağı kabul edilmektedir.
Davacı da dava konusu taşınmazı MK'a göre iktisap etmeden önce kiralayan olarak dava açma hakkına sahip bulunduğuna göre 6570 sayılı kanunun 7/d maddesindeki özel imkandan yararlanamayacağından bu hükümden yararlanmak suretiyle açılan davanın öncelikle bu sebepten reddi gerekeceği görüşünde olduğumdan kararın bu sebeple de bozulması oyundayım.