 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1990/11826
K: 1990/12702
T: 23.10.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, ihtiyaç sebebiyle kiralanının tahliyesi isteminden ibarettir. Mahkeme, davayı reddetmiş; davacı vekili hükmü süresinde temyiz etmiştir.
Davacı belediye; dava konusu yerin şehir imar planında Mithatpaşa Lisesi yapılmak üzere ayrıldığını, şimdi ise planın uygulanması yapılacağından, buradaki yerlerin yıkılıp, lise binası yapılmak üzere süresinde açılan dava ile taşınmazın tahliyesini istemiştir.
Davalı ise, davacının ileri sürdüğü tahliye sebebini 6570 sayılı Yasada yer almadığını, imar planı uygulamasının samimi bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davanın, 6570 sayılı Yasa geçici madde eklenmesine dair 3151 sayılı Yasa ile yenilenen kira ilişkisine göre süresinde olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı belediye, tahliyesi istenen yerin, şehir imar planında okul yeri olarak ayrıldığını şimdi ise, okul yerine ait taşınmazların yıkılarak imar planına uygun lise ve ilave tesisler yapılacağını ileri sürerek tahliyesini istemiştir.
6570 sayılı Taşınmaz Kiraları Hakkındaki Yasa, gerçek ve tüzel kişi ayırımı yapmaksızın, belediye teşkilatı olan yerlerle, iskele, liman ve istasyonlardaki musakkaf taşınmazların kiralanmalarında kiralayan ile kiracı arasındaki hukuki ilişkilerde uygulanmak üzere getirilmiştir. Taraflar arasındaki ilişki kira akdi ilişkisi olduğuna ve taşınmazda musakkaf bulunduğuna göre uyuşmazlıkta bu yasa hükümerinin uygulanması gerektiğinde, herhangi bir duraksama olmaması icabeder.
Bu Yasanın 7. maddesinde de, tahliye sebepleri sayılmıştır. Davacının iddiasını yasada sayılan tahliye sebepleri açısından değerlendirmek gerektiğinde ihtiyaç sebeplerinden işyeri ihtiyacı değilse de, en uygunu, yıkıp yeniden yapmak olduğunu düşünmek icabeder. Aslında bu yasada düzenlenilen imar programlarının uygulanması için bir tahliye sebebi kabul edilmemiştir.
İmar Kanununda da, bu konuda açık bir hükme rastlanmamaktadır. Ancak, bu konuda umumi hizmetlere ayrılan yerler için bazı inşaat kısıtlamaları getirildiği görülmektedir. İmar uygulaması kuşkusuz kamu düzeni ile ilgili ve yani toplumun birlik ve düzenliği ve güvenliği ile ilgili bir uygulamadır. Umumi hizmetlere ayrılan yerlerde imar programlarının uygulanması halinde özel şahıslara ait taşınmazlarda inşaat ve asaslı değişiklik ve ilaveler için izin verilmez şeklinde kesin kısıtlamalar getirildiğine göre kamuya ait olup, kiraya verilen taşınmazların tahliyesi için yasa koyucunun bir çözüm getirmediği düşünülemez. Bilindiği gibi kamu düzeni düşüncesi ve kavramı çok üstün önemli bir kavramdır.
Bu sebeple 6570 sayılı Yasadaki tahliye sebeplerinin kıyas yolu ile davadaki uyuşmazlığa da uygulanması gerekir.
Böyle olunca, aranacak en önemli nokta gerçekten şehir imar planında umumi hizmetlere tahsis edilen bu yerde yakın bir tarihte lise ve ilave tesislerinin imar programının uygulamaya konup konmayacağıdır.
Yapılan keşifte ise, bu yerde, kız öğrenci yurdu ve öğretmenevi inşaatının devam ettiği saptanmıştır.
Bu durumda tahliyeye karar verilmek gerekirken yazılı düşüncelerle red kararı verilmesi isabetli görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 23.10.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.