 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1990/11505
K: 1990/11944
T: 09.10.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, iş yeri ihtiyacı nedeniyle taşınmazın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkeme, davayı red etmiş, hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı, dava konusu dükkanla bitişiğindeki diğer iki dükkanın, babası tarafından davalıya kiralandığını, sonrada dükkanların bulunduğu ana binanın kat mülkiyetine çevrilmesi ve babasının temliki tasarrufu sonucu kendisine bağımsız bir bölüm olarak intikal ettiği, bu bağımsız bölümde boşda olup zahirecilik yapacağını ileri sürüp süresinde açtığı işbu dava ile taşınmazın tahliyesini istemiştir.
Davalı, davacının boşaltılmasını istediği dükkanın kendisi tarafından değil oğlu tarafından kullanıldığını belirtip ihtiyaç iddiasına karşı çıkmamıştır.
Dava konusu taşınmaz ve bitişikteki iki dükkan, davacının babası tarafından 1.1.1983 başlangıç tarihli ve iki yıllık kira sözleşmesi ile davalıya kiralandığı, ondan sonra taşınmazın bulunduğu ana binanın kat mülkiyetine çevrilmesi, babasının temliki tasarrufu sonucu bağımsız bölüm halinde davacıya intikal ettiği anlaşılmaktadır.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 1. maddesine göre, ayrı ayrı ve başlı başına kullanmaya elverişli bölümler bağımsız bölüm sayılır.
Bu tanımlamaya göre, kullanma açısından birliğin bozulacağından bahsedilemez.
Diğer taraftan, 6570 sayılı Yasaya göre kira ilişkisi akitle kurulduktan ve bu akitde kira süresi belirlenmişse bu akdin süreden sonra aynı Kanunun 11. maddesine göre birer yıl olarak yenileneceği öngörülmüştür. Bu sebeple akdin belirsiz süreye dönüştüğü de kabul edilemez.
Dava, 1.1.1983 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli akde göre, 31.1.1990'da açılmakla süresinde açılmıştır.
İhtiyaç iddiasına gelince; davacının boşta olduğu müstakilen malik olduğu bağımsız bölüm olan dükkanda zahirecilik yapacağı tanık sözleri ile kanıtlanmış bu bağımsız bölümün davacının yapmak istediği işe uygunluğu keşif ve bilirkişi raporunda belirtilen ebat ölçülerinden anlaşılmaktadır.
Bu durumda tahliyeye karar verilmesi gerekirken isabetsiz düşüncelerle davanın reddi yukarıda açıklanan hukuki gerekçelere aykırı görüldüğünden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenden alınmasına, 9.10.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.