 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1989/9278
K: 1990/9647
T: 09.07.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli Mahkemesi'nden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği düşünüldü:
KARAR : Dava işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkeme davayı reddetmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
6570 sayılı Yasanın 7/b-c-ç maddelerine dayanan tahliye davasının anılan yasa maddeleriyle İc.İf.K. 272. maddesinin kıyasen uygulanması ve yerleşmiş içtihatlar uyarınca kira akdinin hitamını takip eden bir ay içinde açılması gerekir. Daha önce veya bir aylık dava açma süresi içinde tahliye iradesi kıracıya bildirilmişse bu irade açıklaması süreyi koruyacağından bu bildirimi takip eden dönemin sonuna kadar dava açma hakkı saklı tutulmuş sayılır. Bu gibi durumlarda aktin başlangıcı olan ayın kirasının ihtirazı kayıtlı alınıp alınmaması önemli değildir. Bu cihet kamu düzenine ilişkin olduğu için davalı tarafca ileri sürülme şartı aranmaksızın mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerekir.
Davanın süresinde açılıp açılmadığının tesbiti için öncelikle aktin başının, süresinin böylece sona eriş tarihinin bilinmesi icabeder Davacının bu tarihleri bildirmesi gerekir. Davalı karşı çıkarsı bu cihetin bir hadise olarak çözümlenmesi bu konuda tanık dahil taraf delillerinin toplanması gerekir.
Sözleşmede tahliye isteği halinde belirli bir süre önce kiracıya bu isteğin ihbar edilmesi şart koşulmuşsa ona uyulmak gerekir. Bu ihbarın yazılı yapılması öngörülmemişse sözlü yapılmasıda mümkündür. Ancak davacının bunu ispat etmesi icabeder.
Olayımızda taraflar arasında mevcudiyeti ihtilafsız olan kira sözleşmesinde kira müddetini 1.10.1986 tarihinden başlamak üzere 3 yıllık olduğuna işaret edildikten sonra hitamında yenileceği öngörülmüştür. Esasen 6570 sayılı Yasanın 11. maddesinde de buna benzer hüküm yer almaktadır. Orada da kiracı kira müddetinin bitmesinden en az 15 gün evvel kiralananın tahliye edeceğini yazı ile bildirmediği takdirde kira parasını hariç sözleşmesinin 1 yıl daha uzayacağı kabul edilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere kanunun kiracı için kabul ettiği fesih yetkisi kiralayan içinde kabul edilmelidir.
Sözleşmedeki süre sonunda tekrar yenilenecek kaydının fesih ihbar edilmediği takdirde veya kira parası ve diğer konularda anlaşıldığı takdirde yenilecektir. Şeklinde anlaşılması gerekir. Zorunlu bir yenileme koşulu olarak kabul etmek bu günkü ekonomik şartlara ve sözleşmede öncelikle getirilen süre sınırlanmasına ve hatta tarafların ortak iradesine uygun düşmez. Oysa akitlerine yorumunda tarafların müşterek ortak iradesi esastır. Davacı sürenin sonunda aktin yenilenmiyeceğini önceden ihtarla davalıya bildirmiştir. Üstelik aktin sonunu takip eden ir ay içinde de davasını açmıştır. Böylece davanın süresinde açıldığı kabul edilerek esasla ilgili toplanan delillere göre bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 9.7.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.