 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1989/8352
K: 1989/10391
T: 07.06.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava akte aykırılık nedeniyle kiralananın tahliyesi isteminden ibarettir. Mahkeme davayı red etmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde kiralananı davalı Korkut P.'a poliklinik olarak kiraya verdiğini, sözleşmeye aykırı olarak kiralananın diğer davalı fuzuli şagil Özel Hayat Polikliniği Limited Şirketi'ne devir edildiğini, eski hale getirilmesi için davalı Korkut P.'a süreli ihtar gönderdiğini, ihtarın neticesiz kaldığını ileri sürerek taşınmazın tahliyesini istemiştir. Davalı Korkut P. kiralanana girdikten 6 ay sonra annesi ve kardeşi ile birlikte limited şirket kurduğunu, şirket olarak burayı çalıştırdığını, akte aykırılığın bulunmadığını savunmuştur. Mahkeme davayı reddetmiştir.
1.7.1984 başlangıç tarihli kira sözleşmesi davacı ile davalı Korkut P. arasında yapılmıştır. Sözleşmenin hususi şartlar kısmında kiralananın mal sahibinin rızası olmadan başkasına devir edilemeyeceği (ana ve kardeş hariç) denilmektedir. Bu şart geçerli olup tarafları bağlar. Davalı Korkut'un anne ve kardeşi ile kurduğu şirkete kiralananı devir ettiği hususu ihtilafsızdır. Mahkeme de bu durumu kabul etmiştir. Bütün sorun bu devrin akte aykırılık teşkil edip etmediği hususunun tesbitinde toplanmaktadır. Sözleşmede devir yasağı bulunmaktadır. Ancak kiralananın anne ve kardeşe devir edilebileceğine mani bir durum yoktur. Kiralananı anne ve kardeş devir olarak kullanabilirler ise de bunların kurduğu şirkete devir edilmesi sözleşmeye göre mümkün değildir. Zira şirket ayrı bir hükmi şahsiyeti haizdir. Ayrı bir hükmi şahsiyette davalı Korkut'un anne ve kardeşinin hissedar olması durumu değiştirmez. Davacı akte aykırılğın giderilmesi için süreli ihtar gönderdiğine ve akte aykırılık da giderilmediğine göre dava subuta ermiştir.
Bu durumda davanın kabulüne karar vermek icap ederken yazılı şeklide davanın red olması usul ve kanuna aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü ile H.U.M.K.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA 7.6.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.