 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1989/790
K: 1989/2755
T: 20.02.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar, davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, fuzuli şagil nedeniyle tahliye davası olup, mahkeme, davalıların fuzuli şagil oldukları görüşü ile tahliye kararı vermiştir. Karar, süresinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, Yapı kooperatifi ortağı olan Hasan Hüseyin'e tahsis edilen taşınmazın kooperatif anasözleşmesindeki yasaya rağmen davalılara kiralandığını, böylece yetkisiz kimse tarafından yapılan sözleşmenin geçerli sayılamayacağını belirterek, fuzuli şagil durumunda bulunan davalıların taşınmazdan tahliyelerini istemiştir. Mahkeme de, davacı kooperatif ile taşınmazı davalılara kiralayan Hasan Hüseyin arasında kira ilişkisi bulunmadığını kabul etmiş, ancak Hasan Hüseyin'le davalılar arasında geçersiz dahi olsa bir kira sözleşmesinin mevcut olması nedeniyle uyuşmazlığın çözümünde kendisini görevli sayarak, ve davalıların fuzuli şagil durumunda bulunduklarını kabul ederek tahliyeye ve taşınmazın boş olarak kooperatife teslimine karar vermiştir.
6570 sayılı Yasanın 12. maddesinde kabul edilen fuzuli şagillik, genel anlamdaki sebepsiz işgal veya elatma halinden farklıdır. 6570 sayılı Yasanın 12. maddesine göre fuzuli şagil veya işgalden bahsedebilmek için, davacı ile işgal ettiren arasında geçerli bir kira sözleşmesinin ve ilişkisinin bulunması şarttır. Öz bir ifade ile, davacı işgal ettirene karşı kiralayan sıfatında bulunması icab eder. Olayımızda davacı kooperatif ile taşınmazı davalılara kiralayan veya işgal ettiren hasan Hüseyin arasında kooperatif ortaklığından başka bir kira ilişkisi yoktur. Hasan Hüseyin ile davacılar arasındaki kira ilişkisinin geçersizliği ileri sürülmüş, mahkemece de davalıları fuzuli işgalci saymakla bunu böyle kabul etmiştir. Bu anlamdaki bir fuzuli işgalcilik 6570 sayılı Yasanın 12. maddesi kapsamı dışında genel anlamdaki fuzuli şagillik kapsamı içine girdiğinden taşınmazın değerine göre görev hususunun düşünülmesi ve görevli mahkemede dava açılmak üzere dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine karar vermek gerekirken bundan zuhul ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 20.2.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.