 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1989/4173
K: 1989/6276
T: 07.04.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava ihtiyaç sebebiyle tahliye isteminden ibarettir. Mahkeme tahliye kararı vermiş, karar davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Davacı, yüksekokul mezunu olup boşta bulunan oğlunun, meslek ve sanatını yürütmesi için dava konusu yere ihtiyacı bulunduğunu ileri sürüp süresinde açtığı işbu dava ile davalının taşınmazdan tahliyesini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazın intifa hakkının davacı tarafından 25 yıl süre ile 1974 tarihinden itibaren kendisinin bayilik aldığı Petrol Ofisi Genel Müdürlüğüne devredildiğini, intifa hakkı sahibi Petrol Ofisinin 10 yıl müddetle bayilik sözleşmesi yaptığını, üstelik davacının ihtiyaçlı olarak ileri sürdüğü oğlunun da ihtiyacı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Gerçekten davacı malik olduğu taşınmazın intifa hakkının 4.11.1984 tarihinde Petrol Ofisine vermiş ve bu da tapuya tescil edilmek suretiyle aynı hak mahiyetini kazanmıştır. Ancak bu işlemden evvel 16.6.1973 tarihinde davacı dava konusu yeri davalıya 5 yıllığına kiralamış, sözleşmedeki özel hükme göre bu kira akdi ikinci bir 5 yıl daha uzadıktan sonra, 16.6.1983 tarihinde 3 yıllık bir sözleşme ile kiracılık sürdürülmüştür, 30.4.1988 tarihinde tebliğ edilen ihtarname ile dava açma süresi muhafaza edilerek 20.7.1988 tarihinde bu dava açılmıştır. Davalının intifa hakkı sahibi Petrol Ofisle yapılmış 5.12.1983 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli bayilik sözleşmesi dosyayla ibraz edilmiştir.
Bilindiği gibi intifa hakkı, bu hakka konu olan şey üzerinde bütün ekonomik yararları kapsayacak şekilde hak sahibine kullanma ve yararlanma yetkisi veren ve el değiştirmesi mümkün olmayan kişisel irtifak haklarındandır. Kira akti kiracıya ödeyeceği ücret karşılığı o şeyi kullanma hakkının veren bir akittir. Çıplak mülkiyet sahibinin kullandıracağı bir hakkı bulunmaması sebebiyle böyle bir akit yapması, sürdürmesi düşünülemez ise de intifa hakkı zata mahsus olmadıkça bir başkasına ferağı mümkün (M.K.m.730/1) haklardan olduğu için hakkın kendisi değil de kullandırılması başkasına devredilebilir. Nitekim intifa hakkı sahibi Petrol Ofisi sonradan da olsa, davalı ile bayi sözleşmesi yapması ve bu yerde bayiye ürünlerini sattırması dikkate alınacak olursa kendisine ait olacak intifa hakkının davalı tarafından kullanılmasına muvafakat ettiğini, hatta bayi sözleşmesi ile bu hakkın kullanılmasını davalıya devretmiş olduğunu kabul etmek gerekir. Davacı, intifa hakkı sahibi Petrol Ofisinin muvafakatı ve rızası olmaksızın dava konusu yeri ihtiyaçlı olduğunu ileri sürdüğü oğluna tahsiz edemez.
Mahkemenin bu hukuki esaslar üzerinde durmaksızın tahliyeye karar vermesi hatalı görüldüğünden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA 7.4.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.