 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1989/3559
K: 1989/6667
T: 13.04.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulanan izale-i şuyu davasına dair karar davalı Hamiyet ve Münise tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava bir parça taşınmaz mülkiyetinin ortaklığının giderilmesi istemidir. Mahkemece satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davada taksim suretiyle ortaklığın giderilmesi istendiğine göre bu istek içinde kat mülkiyeti kurulmak suretiyle ortaklığın giderilmesi isteminin de varlığını kabul etmek gerekir. Hal böyle olunca, öncelikle keşif yapılarak 634. sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 50. maddesi uyarınca binada kat mülkiyetinin kurulup kurulamaycağının araştırılması, şayet bu mümkünse ikinci aşamada aynı yasanın 10. maddesi uyarınca pay ve paydaş adedine göre gerektiğinde ivaz ilavesi de gözönünde tutularak her bir paydaş veya hisseli kalması konusunda anlaştıkları takdirda anlaşan paydaşlara birer bağımsız bölüm isabet edecek şekilde taksim olanağı bulun bulunmadığının tesbiti icabeder. Payların denkleştirilmesi, gerektiğinve ivaz ilavesi ve gruplama ortaklar anlaşamazlarsa kur'a çekmek suretiyle hangi bağımsız bölümün hangi ortağa isabetinin belirlenmesi sadece muristen kalan taşınmazlar için mümkündür. Yoksa müşterek paydaşların her biri arsa payına karşılık belirli bir bağımsız bölüm almış, onu kulanıyorsa paydaşların diğerinin kullandığı bağımsız bölümde hakkı yoksa ivaz ilavesi, pay denkleştirilmesi, kura çekme gerekmez. O bölümün paydaşa verilmesi icabeder. Bundan sonra aynı kanunu 3. maddesi uyarınca değerle oranlı olarak bağımsız bölümlere arsa payı tahsisi gerekir. Bölümlere arsa payı tahsis edilirken de daha önce gelişi güzel verilen zemindeki arsa payları nazara alınmaz. Bu aşamadan sonra taksimi isteyen tarafa Kat Mülkiyeti Kanununun 12. maddesinde sayılan belgeler tamamlattırılır. Ondan sonra arsa payları ve bu paylara karşılık verilen bağımsız bölüm numaraları ve sahipleri belirtilerek kat mülkkiyeti kurulmak suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilir.
Olayımızda: Davacılar bir parça taşınmazın satış suretiyle ortaklığının giderilmesini istemişlerdir. Davalılar ise taşınmazın üzerinde 4 daire ile kagir bir bina olduğunu, 1965 yılında taşınmazı haricen taksim ettiklerini, o tarihtenberi herkesin kendisine düşen kısmı kullandığını ve şuyuun idamesine karar verildiğini, bu sözleşmeye göre paydaşlardan Behzat K. mirasçıları ile Münire Ö.'ın 4 numaralı daireye kullandıklarını, bu dairenin muşa bırakılmak suretiyle kat mülkiyeti tesisinin mümkün olduğunu savunmuşlardır.
Taşınmazların, niteliği itibariyle kat mülkiyeti kurulmasına elverişli olduğu saptanmıştır. Behzat K. mirasçıları ve paydaş Münire Ö.'ın kulandıkları 4 numaralı dairenin paylı olarak bırakılmasına muvafakat ettiklerine göre bu suretle kat mülkiyeti kurulması mümkün bulunmaktadır. Kat Mülkiyeti Yasasının 10 ve müteakip maddelerinde yazılı belgelerin ibraz ettirilmesi, bağımsız bölümlerin kıymetlerine göre her daireye isabet eden arsa payının bilirkişiye tesbit ettirilmesi, daireler daha önce paydaşlar arasında taksim edildiğine, göre ivaz ilavesine gerek olmaksızın kat mülkiyeti kurulması suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmesi gerekirken her bir paydaşa bir bağımsız bölüm düşmediği gerekçesi ile satışa karar verilmesi her bir paydaşa bir bağımsız bölüm düşmediği gerekçesi ile satışa karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 13.4.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.