 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1989/3380
K: 1989/5511
T: 29.03.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava akde aykırılık nedeniyle kiralananın tahliyesi isteminden ibarettir. Mahkeme davayı kabul etmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı vekili mesken olarak davalıya kiralanan yerin davalı tarafından oda duvarları yıkılarak ve kapıları kaldırılarak işyerine dönüştürüldüğünü, 5 ay önce kiralananın bulunduğu yere gelince durumu fark edilip ihtar tebliğ ettirdiğini, fakat eski hale getirmediğini iddia ederek akde muhalefetten kiralananın tahliyesini istemiştir.
Davalı vekili kira sözleşmesinin başından beri yapılan değişikliğin davacı tarafından bilindiğini, davacının her ay başı davalının yanına gelerek kira bedellerini aldığını, değişikliğe davacının zımni muvafakatı bulunduğunu, amacın yüksek kira parası isteminden kaynaklandığını savunmuş, bu hususta tanık dinletmiştir. Dinlenen davalı tanıkları kira sözleşmesi yapılırken davalının davacıya konfeksiyonculuk işinin icrası için uzun bir masa gerektiğini, masanın odaya sığmaması nedeniyle aradaki duvarın kaldırılacağının davacıya bildirildiğini, davacının da izin verdiğini, her aybaşı kira parasını almak için davalının yanına geldiğinde ses çıkartmadığını belirterek zımni muvafakat keyfiyetini doğrulamışlardır. 1.2.1985 ve 2 yıl süreli kira sözleşmesinin 3 ve 4 üncü maddelerinde yazılı izin olmadıkça onarım ve değişiklik yapılamayacağı yazılı ise de buna rağmen dinlenen tanıklar davacının akdin başlangıcından beri değişikliğe karşı koymamak suretiyle muvafakat ettiği anlaşılmaktadır. Yine dava dilekçesinde davacının İstanbul'da ikame ettiği, akte muhalefet durumunun 5 ay kadar evvel fark edildiği açıklanmışsa da davacı vekilinin 1.6.1988 tarihli mukabil cevap dilekçesinde davacının kira bedellerini davalının işyerine gelerek aldığını ifade etmesi karşısında iddiaya önem verilmemiştir.
Tüm dosya içeriğine göre kiralananla ilgili duvarın kaldırılması hususunda kira aktinin başlangıcında davacının açık muvafakatının bulunduğu ve uzun sürede yapılan değişikliğe ses çıkarmamak suretiyle bu değişikliği benimsediği, davacının karşı delil ibraz etmediği ve olayda akde aykırılık olgusunun gerçekleşmediği nazara alınıp davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçeyle kiralananın tahliyesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 29.3.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.