 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1989/3035
K: 1989/5126
T: 23.03.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan şuf'a davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, şuf'alı payın iptal ve tescili istemine ilişkindir. Mahkeme davayı kabul etmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Şuf'alı payın ilişkin olduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin tasarrufundaki yeri ve ona tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satışı zamanında o yerde hak iddia etmeyen davacının, tapuda pay satışı şeklinde yapılan işlem nedeniyle şuf'a hakkını kullanması MK.nun 2. maddesinde yer alan objektif iyiniyet kuralı ile bağdaşmaz. Kötüye kullanılan bu hak kanunen himaye görmez. 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca bu hususun davanın her aşamasında ileri sürülmesi, hatta mahkemenin kendiliğinden nazara alması gerekir. Savunmanın tevsii bu gibi durumlarda söz konusu değildir. Davanın bu bakımdan reddi gerekir.
Olayımızda: Davacı şuf'alı payın ilişkin olduğu 247 parselde 1/4 pay sahibi bulunduğunu, davalının 3/4 payı diğer paydaşlardan satın aldığını ileri sürerek süresinde açtığı işbu dava ile şuf'alı payın iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı ise, dava konusu taşınmazın paydaşlar arasında haricen taksim edildiğini, paydaşların kendilerine düşen kısımların müstakilen tasarruf etmekte iken Ünzile U. ve Remzi A.'un paylarına isabet eden binayı satın aldığını, davacının iyiniyetli bulunmadığını savunmuştur. Dinlenen davalı tanıkları davalının pay satın aldığı taşınmazın daha önce paydaşlar arasında taksim edildiğini, davalının taşınmazda 45 m2.lik kısmı satın aldığını bildirmişlerdir. Mahallinde yapılan keşifte hazır bulunan bilirkişi davacının müstakilen kullandığı kısım ile davalının satın aldığı kısmın krokisinde belirtmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere paydaşlar arasında haricen taksim edilip herkesin kendisine ait olan kısmı bağımsız olarak kullanmakta iken aralarında bağımsız nitelik kazanan bir yer satılmış olmakla beraber tapuda pay satışı şeklinde yapılan işlemden yararlanarak davacının şuf'a davası açmış bulunması MK.nun 2. maddesi uyarınca objektif iyiniyet kuralları ile bağdaşamayacağından bu davanın reddi gerekirken bu yön üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır. Hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir .
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA 23.3.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.