 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1989/2201
K: 1989/4243
T: 10.03.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, iktisap ve işyeri ihtiyacı nedeni ile kiralananın tahliyesi istemidir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının kiracı olarak oturduğu taşınmazın 1/2 hishsesine sahip iken geriye kalan 1/2 hisseyi 6.1.1988 de ihtisap ettiğini, davalıya gönderdiği 8.1.1988 tarihli ihtarname ile iktisap ve ihtiyacını bildirdiğini iddia ile ve 6570 sayılı kanunun 7/d maddesine dayanarak bu davayı açmıştır.
Mahkeme davacının taşınmazın 1/2 hissesine sahip iken sonradan geri kalan 1/2 hisseyi iktisap ettiğini, kira sözleşmesinin tarafı olduğunu, bu durumda 6570 sayılı yasanın 7/d maddesindeki sürelerden yararlanarak dava açamayacağını kabul ile davayı reddetmiştir.
Daha önce taşınmazda paydaş olan bir kişi, sonradan geriye kalan payları iktisap etmek suretiyle taşınmazın tamamına malik olması halinde 6570 sayılı kanunun 7/d maddesindeki sürelerden yararlanarak dava açamaz. Zira bu madde M.K. hükümlerine göre taşınmazı yeniden iktisap eden kimseye satıştan itibaren 1 ayda ihtar göndermek ve 6 ay sonra dava açmak imkanını tanımaktadır. Bu itibarla mahkemenin davacının anılan maddeden yararlanamayacağı görüşü doğrudur. Ancak dosyaya ibraz edilen kiralayanı davacı ve eski paydaş Sedat G. ve kiracısı davalı olan kira sözleşmesi 2.1.1984 başlangıç tarihli ve 1 yıl sürelidir. 6570 kanunun 11. maddesi hükmüne göre akit 2.1.1985 den itibaren senelik olarak yenilenmiştir. Davalıya 12.1.1988 tarihinde tebliğ edilen ihtarnameyle kiralanana ihtiyaç bulunduğundan akdin yenilenmeyeceği iradesi ulaştırılmıştır. Bu ihbar 1 aylık dava açma süresinde davalıya ulaştırıldığına göre kira dönemi sonuna kadar dava açma hakkının saklı tutulduğunun kabulü gerekir ve açılan dava da akde göre süresindedir. Her ne kadar davacı 7/d maddesine dayandığını bildirmişse de olayların izahı davacıya ait olup bu olaylara göre uygulanacak kanun maddesini tayin hakimin görevidir. Bu davanın süresinde olduğunun kabulü ile tarafların ihtiyaç delillerinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı görüş ve düşünce ile davanın reddi yerinde değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün yukardaki nedenle H.U.M.K.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA 10.3.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.