 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1989/2017
K: 1989/4030
T: 08.03.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan şuf'a davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Dava, şuf'alı payın iptal ve tescili isteminden ibarettir. Mahkeme davayı kabul etmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Şuf'alı payın ilişkin olduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin tasarrufundaki yeri ve ona tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satışı zamanında o yerde hak iddia etmeyen davacının, tapuda pay satışı şeklide yapılan işlem nedeniyle şuf'a hakkını kullanması M.K.'nun 2 nci maddesinde yer alan objektif iyiniyet kuralı ile bağdaşmaz. Kötüye kullanılan bu hak kanunen himaye görmez. 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu hususun davanın her aşamasında ileri sürülmesi, hatta mahkemenin kendiliğinden nazara alması gerekir. Savunmanın tevsii bu gibi durumlarda söz konusu değildir. Davanın bu bakımdan reddi gerekir. Olayımızda: Davacı şuf'alı payın ilişkin bulunduğu taşınmazda paydaş olduğunu, paydaşlardan (A) ve (M.E.)'ün paylarını 12.6.1986 tarihirde 100.000 liraya (M.E.)'e sattığını ileri sürerek şuf'alı payın iptali ile adına tescilini 8.7.1986 tarihli dilekçeyle istemiştir. Şuf'alı pay dava sırasında 23.7.1986 tarihinde 1.500.000 TL. bedelle Cafer (E.)'e satılması üzerine davacı satışın kötüniyetli olarak yapıldığından bahisle eski bedel üzerinden payın adına tescilini 28.8.1986 tarihli dilekçeyle talep etmiştir. Davacı son malike davasını yönelttiğine göre Usulün 186 ncı maddesi gereğince seçimlik hakkın bu yönde kullanıldığını kabul etmek icap eder. Dava bir aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığına göre dava süresindedir. Ancak davalı taşınmazın paydaşlar arasında taksim edildiğini, uzun zamandanberi her bir paydaşın taksim şekline göre kendi yerini kulandığını, şuf'a cereyan etmeyeceğini savunmuştur. Dosya kapsamından da şuf'alı payın ilişkin olduğu taşınmazın savunma doğrultusunda taksim edildiği ve herkesin kendi yerini kullandığı anlaşılmaktadır. Bu hususta taraflar arasında ihtilaf da bulunmamaktadır.
Bu durumda yukarıda belirtildiği gibi satışı zamanında o yerde hak iddia etmeyen davacının tapudaki pay satışı işleminden yararlanarak şuf'a hakkını kullanması iyiniyetle bağdaşmaz. Bu nedenle davanın reddine karar vermek icap ederken kabul kararı verilmesi usul ve kanuna aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 8.3.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.