 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1989/1795
K: 1989/3752
T: 03.06.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilşikindir. Mahkeme kiralananın tahliyesine karar vermiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
6570 sayılı yasanın 7/b-c-ç maddelerine dayanan tahliye davasının, anılan yasa nedenleriyle İc. İf. K.nun 272. maddesinin kıyasen uygulanması ve yerleşmiş içtihatlar uyarınca kira akdinin hitamını takip eden bir ay içinde açılması gerekir. Daha önce veya bir aylık dava açma süresi içinde tahliye iradesi kiracıya bildirilmişse bu irade açıklaması süreyi koruyacağından bu bildirimi takip eden dönemin sonuna kadar dava açma hakkı saklı tutulmuş sayılır. Bu gibi durumlarda aktin başlangıcı olan ayın kirasının ihtirazı kayıtla alınıp alınmaması önemli değildir. Bu cihet kamu düzenine ilişkin olduğu için davalı tarafça ileri sürülme şartı aranmaksızın mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerekir.
Davanın süresinde açılıp açılmadığının tesbiti için öncelikle aktin başının, süresinin, böylece sona eriş tarihinin bilinmesi icabeder. Davacının bu tarihleri bildirmesi gerekir. Davalı karşı çıkarsa bu cihetin bir hadise olarak çözümlenmesi, bu konuda tanık dahil taraf delillerinin toplanması gerekir.
Sözleşmede tahliye isteği halinde belirli bir süre önce kiracıya bu isteğin ihbar edilmesi şart koşulmuşsa ona uyulmak gerekir. Bu ihbarın yazılı yapılması öngörülmemişse sözlü yapılması da mümkündür Ancak davacının bunu ispat etmesi icabeder.
Olayımızda: Taraflar arasındaki 1.10.1986 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesinin hususi şartlar bölümünün 6. maddesinde (taraflar anlaşamadıkları takdirde birbirlerine 3 ay önceden haber vereceklerdir) denilmektedir. Bu şart geçerli olup tarafları bağlar. Davacı her ne kadar 6.7.1987 keşide tarihli ihtarla tahliye iradesini bildirmiş ise de bu aktin bitimine nazaran 3 ay öncesini kapsamamaktadır. Ancak sözleşmeye göre haber verme keyfiyetinin yazılı olacağı şeklinde bir şart bulunmamaktadır. Şifahi olarak da yapılması mümkündür.
Mahkemece bu hususta araştırma yapmadan davayı süresinde kabul ederek işin esasını inceleyerek karar vermiştir ki bu doğru değildir. Öncelikle süre hususunun halledilerek varılacak sonuç dairesinde bir karar vermek icap ederken, noksan tahkikatla yazılı şekilde karar verilmesi uslu ve kanuna aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA 3.6.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.