 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1989/17420
K: 1990/1814
T: 13.02.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan şuf'a davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacılar tarafından süresi içinde istenilmekle gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava şuf'alı payın iptali ve tescili isteğine ilişkindir. Makeme davayı reddetmiş, karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Şuf'alı payın ilişkin olduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin tasarrufundaki yeri ve ona tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanıda o yerde hak iddia etmeyen davacının, tapuda pay satışı şeklinde yapılan işlem nedeni ile şuf'a hakkını kullanması M.K.nun 2. maddesinde yer alan objektif iyiniyet kuralı ile bağdaşmaz. Kötüye kullanılan bu hak kanunen himaye görmez. 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı içhitadı birleştirme kararı uyarınca bu hususun davanın her aşamasında ileri sürülmesi, hatta mahkemenin kendiliğinden nazara alması gerekir. Savunmanın tevsii bu gibi durumlarda söz konusu değildir. Davanın bu bakımdan reddi gerekir.
OLAYIMIZDA : Davacılar daa konusu 164 adet ayrı ayrı parsellerdeki müşterek paydaşlıklarına dayanarak bu parsellerde yine paydaş olan, Genco O.'ın davalılara pay satışı sebebiyle 164 parça taşınmazdaki şuf'alı payların iptal ve tescilini istemişlerdir. Bu nedenle yukarıda açıklanan fiili ve özel surette harici taksimin her bir parsel için ayrı ayrı incelenmesi ve her bir parselde kullanım ve idare ortaklığının nasıl sürdüğünün araştırılması gerekir. Parselleri müstakilen kullanan paydaşlar olduğu takdirde bunu diğer parsellerdeki paydaşlıklardan vazgeçme anlamı taşıyıp taşımadığını bu inceleme sırasında gözönünde bulundurulması, tüm bunlara göre dava hakkının yukarıda tarih ve numarası yazılı içtihadı birleştirme kararındaki esaslar gözönünde bulundurularak kötüye kullanılıp kullanılmadığını ve ayrıca 27.3.1957 gün ve 12/2 sayılı içtihadı birleştirme kararında benimsenen şuf'a hakkının amacının olayda bulunup bulunmadığının tesbiti ve bunun sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile ve bazı varsayımlarla davanın reddedilmesi usul ve yasaya aykırı görülmekle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA (...) 13.2.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.