 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1989/16050
K: 1989/18068
T: 23.11.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava konut ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesi isteminden ibarettir. Mahkeme istem gibi karar vermiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6570 sayılı yasanın 7/b, c, ç, maddelerine dayanan tahliye davasının anılan yasa maddeleriyle İ.İ.Y.nun 272. maddesinin kıyasen uygulanması ve yerleşmiş içtihatlar uyarınca kira akdinin hitamını takip eden bir ay içinde açılması gerekir. Daha önce veya bir aylık dava açma süresi içinde tahliye iradesi kiracıya bildirilmişse bu irade açıklaması süreyi koruyacağından bu bildirimi takip eden dönemin sonuna kadar dava açma hakkı saklı tutulmuş sayılır. Bu gibi durumlarda akdin başlangıcı olan ayın kirasının ihtirazi kayıtlı alınıp alınmaması önemli değildir. Bu cihet kamu düzenine ilişkin olduğu için davalı tarafça ileri sürülme şartı aranmaksızın mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerekir.
Davanın süresinde açılıp açılmadığının tesbiti için öncelikle aktin başının, süresinin böylece sona eriş tarihinin bilinmesi icap eder. Davacının bu tarihleri bildirmesi gerekir. Davalı karşı çıkarsa bu cihetin bir hadise olarak çözümlenmesi, bu konuda tanık dahil taraf delillerinin toplanması gerekir.
Sözleşmede tahliye isteği halinde belirli bir süre önce kiracıya bu isteğin ihbar edilmesi şart koşulmuşsa ona uyulmak gerekir. Bu ihbarın yazılı yapılması öngörülmemişse, sözlü yapılması da mümkündür. Ancak davacının bunu ispat etmesi icabeder.
Olayımızda: taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi yoktur. Dava dilekçesinde davalının 1.8.1989 tarihinden beri kiralananda oturduğu ifade edilmiş ancak sözlü aktin süresinden bahsedilmemiştir. Akdin başlangıcına karşı çıkılmamıştır. Öncelikle davacı vekilinden aktin süreli mi veya süresiz mi olduğu hususunda bilgisinin alınması, uyuşmazlık taraf delillerinin toplanması; aktin süresiz olduğu anlaşılırsa Borçlar Kanununun 262. maddesi de nazara alınarak davanın süresinde açılıp açılmadığının saptanması gerekirken süre üzerinde hiç durulmadan işin esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428 inci maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 23.11.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.