 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1989/15233
K: 1989/17333
T: 13.11.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkeme istem gibi karar vermiş, hükmü davalı temyiz etmiştir.
B.K.nun 260. maddesi uyarınca temerrüt sebebine dayalı tahliye davasını kiralayanın açması gerekir. Kiralayan durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden kimsenin önceden kiracıya ihbar göndererek malik olduğunu, kira bedellerinin bundan sonra kendisine ödenmesini istemesi, bu sonuçsuz kalırsa şartları haiz temerrüt ihtarı tebliğ ettirmesi, ondan sonra dava açması gerekir. Dava hakkına ilişkin bu hususun mahkemece kendiliğinden gözetilmesi icabeder. Kiracıya tebliğ edilen ihtarın yasal şartları taşıması, istenen kira parasının muaccel olması ve bu kira bedelinin en az verilen otuz günlük süre içinde ödenmemiş olması gerekir. Kira parası götürülüp kiralayanın ayağında ödenmesi gereken borçlardan olduğundan ona götürülerek elden verilmesi veya masrafı kiracıya ait olmak şartıyla konutta ödemeli olarak gönderilmesi gerekir. Buna uygun olmayan ödemeler yasal değildir. Ancak buna aykırı bir ödeme teamülü taraflar arasında yerleşmişse ona uygun ödeme de geçerli sayılır. Kiracı veya kiralayanın temerrüdü bu esaslara göre çözümlenir.
Olayımızda: Davalı ile yapılmış yazılı kira sözleşmesi bulunmamaktadır. Davalı, kiralananı davacının annesi İclal K.'den kiraladığını, davacının mal sahibi olduğunu dahi bilmediğini savunmuştur. Davacı 25.4.1984 tarihli oturumda kiralayanın kendisi olmadığını, kiralayanın annesi İclal olduğunu kabul etmiştir. Bu itibarla kiralayan sıfatı olmayan davacının temerrüt ihtarı göndermeye ve tahliye istemeye hakkı bulunmamaktadır. Temerrüt ihtarnamesi olarak dayanılan ihtarlı ödeme emrinde önce malik olarak kendi payı yönünden kira bedeli istediği ihbar edilmediğine göre malik sıfatı ile dava açma hakkı da doğmamıştır. Bu hususlar gözönüne alınıp davanın reddi gerekirken yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA 13.11.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.