 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1989/15225
K: 1989/17326
T: 13.11.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan izale-i şuyu davasına dair karar davalılar taraından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava bir parça taşınmaz mal ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkeme satış suretiyle ortaklığın giderilmesi kararı vermiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Satış yoluyla ortaklığın giderilmesi istenilen taşınmaz üzerinde bina ağaç ve saire gbi muhdesat varsa bunlar M.K. 619. maddesi uyarınca arzın mütemmim cüzü sayıldığından arzla birlikte satışına karar verilir. Ancak bunların bir kısım yapdaşlara aidiyetine ilişkin tapuda şerh varsa veya bu hususta tüm paydaşlar ittifak ediyorsa o takdirde değerlere göre oran kurlur ve satış parasının bu oran esas alınarak dağıtılması gerekir. Oran kurulurken mahdesatın ve arzın dava tarihi itibariyle ayrı ayrı değeri takdi ettirilir. Bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri saptanır. Buluna tüm değer muhtesat bedeline veya arzın kıymetine ayrı ayrı oranlanarak yüzde itibariyle ne kadarının muhdesata ne kadarının arza isabet ettiği belirlenir. Satış bedelinin dağıtımında da, bulunan bu yüzde nisbetler gözönünde tutularak muhdesata isabet eden kısmın sadece muhdesat sahibine veya paraları nisbetinde sahiplerine arza isabeteden kısmın da o paylar oranında tüm paydaşlara verilmesi icap eder.
Muhdesatın arzın paydaşlarına değil de, 3. şahsa aidiyetinin anlaşılması halinde bu şahsı muhdesat nedeniyle davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay verme mümkün değildir.
Olayımızda: Taşınmaz üzerinde bulunan ve 30.1.1989 tarihli mütalalı krokide 1 ve 2 numaralarla işaretlenen muhdesatların paydaş ve davalı Abdülkadir K.'a ait olduğu; 3,4 ve 7 numaralarla işaretlenen muhdesatın ise paydaş olmayan 3. kişilere ait oduğu anlaşılmaktadır. Tarafların bu konuda bir uyuşmazlıkları yoktur. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde sadece paydaş olanlara ait muhdesat için oran kurulması diğer muhdesat değerinin arz değerine dahil edilmesi zorunludur. Atıfta bulunulan bilirkişi mütaalasında ise tüm taşınmazlar için oran kurulmuştur. Bu bilirkişi raporuna atıfta bulunmak suretiye paydaş olmayan kişilere de muhdesat sebebiyle hak tanınmış olması usulsüzdür. Ayrıca bilirkişi mütalasında atıf suretiyle arzdaki oranlar hakkında dağıtmak amaçlanmışken bina sehiplerinin haksız iktisap davası açmakta muhtariyetine karar verilmesi, paydaş bina sahibi yönünden yukarıda açıklanan hukuki esaslara,aykırıdır. Bu yönler nazara alınmaksızın yazılı şeklide hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyizi itirazlarının kabulü ile HUMK. nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 13.11.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.