 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1989/15019
K: 1989/17192
T: 10.11.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan şuf'a davasına dair karar davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, şuf'a hakkı sebebiyle şuf'alı payın iptal ve tescili istemidir. Mahkeme davayı kabul etmiş, karar davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Uyulan bozma kararında şuf'a hakkı iddia edilen davacı Mustafa Vasfi Ç.'ın dayanak yaptığı payın iştirak halinde bulunduğuna işaret edilerek iştirak halindeki mülkiyette M.K. 630. maddesi gereğince birlikte hareket edilmesi gerektiği veya diğer ortakların davaya noterden veya mahkeme huzurunda açık muvafakatlarının temin edilmesi veya mümessil tayin edilerek bunların huzurunda yargılamanın yürütülmesi gerekmektedir.
Her ne kadar mahkeme davacının davasına dayanak yaptığı payın kök miras bırakan İbrahim oğlu Ahmet'ten geldiğini, bu şahsın M.K.'un yürürlüğünden çok önce 1318'de öldüğü ve mirasçılarına intikalin iştirak halinde değil, müşterek mülkiyet haline intikal ettiğine değinilmiş ise de davacı Mustafa Vasfi, muris Ahmet'in ilk mirasçısı olmayıp torunu Güzide'nin eşi Mesut'tan olma mirasçısı olduğu, Güzide'ye anası Zeynep'ten, Zeynep'in 1328'de ölümü ile mirası müşterek mülkiyet esasına göre intikal etmişse de Güzide'nin müşterek mülkiyette yalnız olmadığı, babası Ali Osman ile kardeşi Ahmet Refik'in de bulunduğu bu müşterek payın Güzide'nin 934'de ölümü ile bu müşterek payın iştirak halinde Güzide mirasçıları olan eşi Mesut ve kardeşlerine kalmıştır. Böylece İbrahim oğlu Ahmet'ten 1/5 müşterek payının M.K.dan sonra ölen mirasçılar sebebiyle diğer hak sahiplerine iştirak halinde intikal ettiği anlaşılmıştır. Bu durumda uyulan bozma kararında ve yukarıda bahsedildiği üzere mecburi dava arkadaşlığının sağlanması, ondan sonra esas hakkında karar verilmesi gerekirken kök muris Ahmet'in M.K.'dan önce öldüğünden bahisle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uyulan bozma kararına aykırı görüldüğünden tekrar bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA 10.11.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.