 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1989/14128
K: 1989/18387
T: 28.11.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan (...) şuf'a davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davalı tarafından süresi içinde istenilmekle (...) gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava şuf'alı payın iptali ve tescili isteğine ilişkindir. Mahkeme davayı kabul etmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı tapunun 272 parselinde hissedar olup davalıya satıldığını 29.7.1987'de öğrendiğinden bahisle 12.8.1987 de açtığı işbu dava ile şuf'alı payların iptal ve tescilini istemiştir.
Davalı, sürenin geçirildiği savunmasında bulunmuş ve şuf'alı payların davacının dayısı Mustafa Ç. ve kardeşlerinden satın aldığını, davacının payını da satın almak için İstanbul'da bulunan davacıdan vekaletname alıp aracı olması için Mustafa Ç.'ndan isteğini, Mustafa'dan satışı gerek telefon gerek davacının 1986 yılında Giresin'a gelişinde diğer şahitler huzurunda haber verdiğini, böylece sukut - u hak süresinin gerçekleşmesinden sonra dava açıldığını ileri sürüp davanın reddini istemiştir.
Şuf'a hakkı, tapuda gerçek anlamla satışın öğrenilmesinden itibaren 1 aylık hakdüşürücü süreye bağlı tutulmuştur. Davalının dinlettiği tanıklar Hilmni K., osman K. 1986 yılı sonbaharında davacının kocası ile birlikte Giresun'a gelip parkta davalı ile buluşarak satışı öğrendiğini, kendi payını da almak isteyen davalı ile bedelde anlaşamadıklarını davacının payının satılmasının gerçekleşmediğini, bu olayın tarihini o tarihlerde kurdukları kooperatif için arsa almaları sebebiyle hatırladıklarını, aynı olaya tanıklık yapan İbrahim Keskin ise parktaki olayın 1986 sonbaharında değil, 1987 yılı 7 ve 8. ayında geçtiğini söylemiş, tanık beyanları arasındaki aykırılık yüzleştirmeye rağmen giderilememiştir. Ancak davacınını payının satışının temini için pay satışlarında dayısı Mustafa Ç.'nu görevlendiği, bu sebeple Mustafa Ç.'nun telefonla veya İstanbul'a gelerek birkaç defa davacı ve kocası ile temasa geçtiği, bu temasın da gerçekleştiği de Mustafa Ç tarafından doğrulanmıştır. Buna karşılık davacı tanıkları davacının bir nüfus işi sebebiyle 1987 yaz aylarında geldiğinden bahsedip daha önceki temaslardan söz etmemişlerdir. Davalının yukarda ifadeleri özetlenen tanık sözlerinden davacının her üç satışın da en geç 1987 senesinin Ocak-Şubat ayları içerisinde öğrendiği ve 1 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra davayı açtığı anlaşılmakta olduğundan davanın hak düşürücü süre yönünden reddi gerekirken kabulü isabetli görülmemiş ve kararın bozulması icabetmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün H.U.M.K. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA (...) 28.11.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.