 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1989/13339
K: 1989/17395
T: 14.11.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan şuf'a davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davalı tarafından süresi içinde istenilmekle gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava şuf'alı payın iptali ve tescili isteğine ilişkindir. Mahkeme davayı kabul etmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Şuf'alı payın ilişkin olduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin tasarrufundaki yeri ve ona tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satışı zamanında o yerde hak iddia etmeyen davacının, tapuda pay satışı şeklinde yapılan işlem nedeniyle şuf'a hakkını kullanması M.K. 2. maddesinde yer alan objektif iyiniyet kuralı ile bağdaşmaz. Kötüye kullanılan bu hak kanunen himaye görmez. 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca bu hususun davanın her aşamasında ileri sürülmesi, hatta mahkemenin kendiliğinden nazara alması gerekir. Savunmanın tevsii bu gibi durumlarda söz konusu değildir. Davanın bu bakımdan reddi gerekir.
Olayımızda: şuf'alı payın bulunduğu taşınmazın önce Hasan ile davacı Ünal arasında 15 sene kadar önce taksim edildiği, bu taksimin arada sınır çekilmek suretiyle belirlendiği ve paydaşların taksim veçhile ayrı yarı kullandıkları mahalli bilirkişi ve tanık sözleri ile fenni bilikişinin krokisinden anlaşılmıştır. 27.3.957 gün ve 12/2 sayılı içtihadı birleştirme kararında da belirlendiği üzere şuf'a hakkı paydaşlar arasında ötedenberi mevcut ilişkiye ve ortak kullanıma dışardan yabancı bir kimsenin girmemesini amaçlayan bir haktır. Eğer müşterek mal paydaşlar arasında haricen ve özel surette ve eylemli bir biçimde taksim edilmek suretiyle paydaşlar arasındaki iliki ve kullanım fiilen ortadan kalkmış ise bu durumda tapudaki müşterekliğe dayanılan şuf'a hakkının kullanılması hem şuf'a hakkının belirtilen amacı hem de M.K. 2. maddesinde düzenlenen objektif iyiniyet kuralları ile bağdaşmaz. Bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken taksim yeni olduğundan bahisle davanın kabul edilmesi yukarıda açıklanan hukuki esaslara aykırı görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlere temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. madesi uyarınca hükmün BOZULMASINA 14.11.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.