 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1989/13020
K: 1989/15379
T: 19.10.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan ortaklığın giderilmesi davasına dair karar davalı Hasan tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, bir parça taşınmaz mal ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkeme, satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar vermiş, hükmü bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir.
1 - Satış yoluyla ortaklığın giderilmesi istenilen taşınmaz üzerinde bina ağaç vesaire gibi muhtesat varsa bunlar MK.nun 619. maddesi uyarınca arzın mütemmim cüz'ü sayıldığından arzla birlikte satışın karar verilir. Ancak, bunların bir kısım paydaşlara aidiyetine ilişkin tapuda şerh varsa veya bu hususta tüm paydaşlar ittifak ediyorsa o takdirde değerlere göre oran kurulması ve satış parasının bu oran esas alınarak dağıtılması gerekir. Oran kurulurken muhtesatın ve arzın dava tarihi itibariyle ayrı ayrı değeri takdir ettirilir, bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri saptanır, bulunan tüm değer muhtesat bedeline ve arzın kıymetine ayrı ayrı oranlanarak yüzde itibariyle ne kadarının muhtesata ne kadarının arza isabet ettiği belirlenir. Satış bedelinin dağıtımında da bulunan bu yüzde nisbetler gözönünde tutularak muhtesata isabet eden kısmın sadece muhtesat sahibine veya payları nisbetinde sahiplerine arza isabet eden kısmında payları oranında tüm paydaşlara verilmesi icap eder.
Muhtesatın, arzın paydaşlarına değilde üçüncü şahsa aidiyetinin anlaşılması halinde bu şahsın muhtesat nedeniyle davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay verme mümkün değildir.
Olayımızda; taşınmaz iki evden birinin davacılardan Ali'nin, diğerinin ise davalılara ait olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Mahallinde yapılan keşifte arzın ve binaların kıymetleri ayrı ayrı tesbit edilmiştir. Yukarda açıklandığı şekilde toplam değerden ne kadarının hangi binaya isabet edeceği yönünden oran kurulup yine yukarıda belirtilen esaslara göre satış bedelinin dağıtılması gerekirken bundan zuhul olunması usulsüzdür.
2 - Satış suretiyle ortaklığın giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde intifa hakkı varsa bu hak sahibinin davaya dahil edilmesi zorunlu olduğu gibi taşınmazın 14.3.1960 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca intifa hakkı ile yükümlü olarak satılması gerekir. İntifa hakkı sahibi yalnız başına bu hakkının paraya çevrilmesine taşınmazın intifasız satışını isterse diğer paydaşların muvafakatlarını aramaksızın taşınmazın intifasız satışına karar verilmesi gerekir.
Olayımızda; tapu paydaşlarından Şahsene'nin eşi ve mirasçısı davalı Hasan'ın intifa hakkını tercih ettiği dosyadaki veraset belgesinden anlaşılmaktadır. Bu hak yönünden yukarıda açıklandığı şekilde işlem yapılması ve ona göre karar verilmesi icap ederken bu yön üzerinde durulmaması usül ve yasaya aykarıdır. Hüküm, açıklanan iki nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 19.10.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.