Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1988/781
K: 1988/3061
T: 01.03.1988

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan şuf'a davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davalılar tarafından süresi içinde istenilmekle; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
 
KARAR : Dava, şuf'alı payın iptal ve tescili isteğine ilişkindir. Mahkeme davayı kabul etmiş, hükmü davalılar vekili temyiz etmiştir.
Şuf'alı payın ilişkin olduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak taksim edilip herbir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin tasarrufundaki yeri ve ona tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında o yerde hak iddia etmeyen davacının, tapuda pay satışı şeklinde yapılan işlem nedeniyle şuf'a hakkını kullanması MK.nun 2. maddesinde yer alan objektif iyiniyet kuralları ile bağdaşmaz. Kötüye kullanılan bu hak kanunen himaye görmez. 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu hususun davanın her aşamasında ileri sürülmesi, hatta mahkemenin kendiliğinden nazara alması gerekir. Savunmanın tevsii bu gibi durumlarda söz konusu değildir. Davanın bu bakımdan reddi gerekir.
Olayımızda; şuf'a hakkı kullanılmak istenen 11 parsel numaralı taşınmaz 21200 m2.'dir. Ve tapudaki müşterek paydaşlık durumu ise 2/4 Hüseyin 1/4 Saadet, 1/4 davacıların kök maliki Fatma üzerine kayıtlıdır. bunlardan Saadet hissesini davalılardan Ülkü, Ahmet ve Ekrem'e 1.10.1985 tarihinde, Hüseyin 2/4 hissesini 9.10.1985 tarihinde aynı davalılar ile Mehmet'e satmış ve bunun üzerine Fatma'dan intikalen paydaş olan davacılar süresinde açtıkları dava ile şuf'a haklarını kullanmak istemişlerdir. Buna karşı davalılar eylemli taksim savunmasında bulunmuşlar. İncelemede bu savunma üzerinde yapılmıştır. Bu konuda tarafların gösterdikleri tanıklar ve deliller dinlenmiş davalıların tesbiti delail dosyası da bu dosya ile birleştirilmiştir. Gerçekten uyuşmazlık, harici ve eylemli taksim bulunup bulunmadığı ve netice itibariyle davacıların dava ve şuf'a haklarını kullanmakta objektiflik yönünden iyiniyetli davranıp davranmadıkları noktasında toplanmaktadır. Yukarıda belirtildiği üzere MK.nun 2. maddesine göre herkes haklarını kullanmakta ve borçlarını ifa'da objektif iyiniyet kurallarına uymak zorundadır. Aksi halde yasanın korunmasından yoksun kalınır. Sözü edilen 14.2.1951 tarih 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı harici ve eylemli taksime rağmen tapudaki müşterekliğe dayanarak şuf'a hakkının kullanmasının iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağını saptamıştır. Eylemli taksim hususunda dinlenen davalı tanıklarından araziyi iyibilen ve burada kiracı olarak bu yeri sürüp ektiklerini, bunlardan (A.Y.) 1956 yılında paydaş Hüseyin'e ayrılan kuzey kısımda 1958'de 1 yıl Fatma'nın yerinde ziraat yaptığını bildirmiştir. Mustafa ise 1961 yılında paydaş Hüseyin ve Fatma'ya ayrılan kuzey ve orta kısımda belirli yerleri 11-12 yıl sürüp ektiğini ve bu kira ilişkisinin Fatma ve Hüseyin ile yapılan ayrı ayrı yazılı sözleşmelere dayandığını ifade etmiş ve yazılı kira sözleşmeleri dosyaya ibraz edilmiştir. Bu tanıklar somut ve eylemli durumu dile getirmişlerdir. Bu delillere karşı davacı taraf kabule değer bi itiraz ileri sürmemişlerdir. İbraz edilen kira sözleşmesinden birisi davacıların kök maliki Fatma'ya aittir. Yarı pay sahibi Hüseyin'de aynı durumu doğrulamıştır. Bu deliller ve dosyadaki diğer delillerin birlikte değerlendirilmesinde şuf'alı taşınmazın ilk üç paydaşı tarafından arazi üzerinde her birinin yeri belirlenmek suretiyle kullandırıldığı, kısaca ifade etmek gerekirse kiracılık şeklinde kullanma ile her bir paydaşın yerinin zaman içinde belirlenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın reddi gerekirken aksine değerlendirme ile şuf'a hakkının kabulüne karar verilmesi isabetli görülmemiştir. Karar bu nedenle bozulmalıdır.
 
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA), davalılar yararına asgari ücret tarifesine göre takdiren 11000 lira duruşma ücreti vekaletin davacılardan alınıp davalılara verilmesine talep halinde davalıların yatırdığı peşin harcın iadesine, 1.3.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini