 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1988/436
K: 1988/5445
T: 07.04.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, feshi ihbar nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkeme davayı reddetmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Davacı kira süresi sona erdiğinden ve dava konusu yerin ağaçlandırma ve fidan yetiştirme sahasına girdiğinden bahisle kira aktinin feshi ve tahliyesini istemiştir. Dava konusu yerin niteliği itibariyle uyuşmazlığın 6570 sayılı Kanunun kapsamına girip girmediği taraflar arasında tartışma konusu olmuş ve mahkeme taşınmazın 6570 sayılı Kanunun kapsamına girdiği düşüncesiyle ihtiyaç iddiasını samimi görmeyerek davayı reddetmiştir.
Dava konusu yer öncelikle davalılardan Petrol Ofisi'ne kiralanırken 2100 m2 lik boş arazi olarak kiralanmıştır ve ayrıca kira sözleşmesinde bu yerin kiraya boş arazi olarak teslim edildiğine işaret edilmiştir. Gerçi yine aynı sözleşmede akaryakıt pompası ve kulübesi inşa edilmek üzere kullanacağı kaydedilmiş ise de, sözleşmenin 3. maddesinde kira müddeti sonunda teslim olmadığı zamanki şekil ve kortlariyle boş olarak teslim edileceği şartı kabul edilmiştir. Yasa kapsamı yönünden kiralanan yerin kiralandığı tarihteki durumuna ve vasfına önem verilmiş kira akti ilişkisi konulduktan sonraki arz üzerindeki değişiklikler önemli sayılmamıştır. 6570 sayılı Yasa kapsamına ilişkin uygulamalar hep bu yolda sürdürülmüştür. Bu husus taşınmazın belediye hududu veya mücavir alan sınırlamasından önce gözönünde bulundurulması gerekir.
Davalı tarafın savunmasının aksine evvelce fuzuli işgal sebebiyle açılan dava sonunda verilen kararda da dava konusu yerin köy hudutları içinde ve boş arazi olduğu kabul edilmiştir. Böyle olunca uyuşmazlığın 6570 sayılı Yasa hükümlerine göre değil BK.nun serbest akit ilkesini esas alan kira aktine ilişkin hükümleri çerçevesi içerisinde çözümlenmesi gerekir. Borçlar Kanununu hükümlerine göre de süresi belirli kira akitlerinde aktin sonunda veya İİK.'nun 272. maddesinde belirlenen süre içinde sebep göstermeksizin taşınmazın tahliyesi istenebilir. Mahkemenin bu hukuki durumunu dikkate almadan davayı reddetmesi hatalıdır. Kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 7.4.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.