 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1988/2035
K: 1988/3027
T: 03.03.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkeme istem gibi karar vermiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
6570 sayılı Kanunun 7/b-c-ç maddeleri uyarınca açılacak davalarda dava hakkı kiralayana aittir. Davalı davacının kiralayan sıfatına karşı çıkarsa bunu davacının isbat etmesi gerekir. Kiralayanın dava hakkı mutlak olup malik olma şartı yoktur. Kiralayan durumunda olmayan malikin de bu davaları açabileceği içtihaden kabul edilmiştir. Ancak kiralanan müşterek mülkiyete konu ise pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması iştirak halinde mülkiyete konu teşkil ediyorsa tüm iştirakçilerin katılmalarını temini gerekir. Bu koşullar birlikte ava açma şeklinde gerçekleşebileceği gibi bir ortak tarafından açılan davada sonradan duruşmada ortakların davaya muvafakat beyanlarının alınması veya buna ilişkin imzaları noterce tasdikli belgenin ibrazı veya müşterek avukata vekaletname verme suretiyle de sağlanır. İştirakli durumunda bu temin edilmezse MK.nun 581-630. maddeleri uyarınca tapu maliki murisin terekesine mümessil tayin ettirilerek mümessil huzuruyla dava yürütülür. Dava hakkına ilişkin bu hususun re'sen gözönünde tutulması icabeder.
6570 sayılı Yasanın 7/b ve c maddesi kimlerin ihtiyacı için tahliye davası açabileceğini sınırlı olarak saymıştır. Buna göre kiralayan veya kiralayan durumunda olmayan malik kendisinin eşinin ve çocuklarının konut veya işyeri ihtiyacı için dava açabilir. Bunların dışındaki bir kimsenin ihtiyacı için dava açma imkanı yoktur.
Olayımızda, davalı ile yapılan kira sözleşmesinin davacı Nazmi ile Selahattin birlikte yapmışlardır. Zira Selahattin sözleşmeyi kendi adına asaleten Nazmi'ye vekaleten imzalamıştır. Bu iki kiralayan arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğundan Nazmi'nin tek başına açtığı dava bu sıfatı sebebiyle dinlenemez. Nazmi'nin kiralananın tek maliki olduğu tapu kaydından anlaşılmaktadır. Pay ve paydaş çoğunluğu sağlanmadan dava açılmıştır. Bu durumda davanın reddi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması icap etmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 3.3.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.