Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1988/1742
K: 1988/6520
T: 25.04.1988

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı şuf'a davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
 
KARAR : Dava iki parça taşınmazdaki şuf'alı payın iptal ve temsili isteğine ilişkindir. Mahkemece red kararı verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz olunmuştur.
Davacının dayandığı pay iştirak halinde mülkiyete konu ise tüm iştirakçilerin birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu gibi hallerde 11.10.1982 gün ve 3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekir. Muvafakat, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla veya imzası noterce tastikli muvafakat belgesi ibrazı suretiyle yahut davacı adına davayı takip eden avukata vekalet vermekle yapılabilir. Bunlardan birinin gerçekleşmemesi halinde muvafakat veren ortağın davacı safhında yer alarak davayı takip etmesine gerek kalmaz. Muvafakat veren ortak haktan vazgeçtiğini de beyan ederse davanın kabulü halinde şuf'alı pay diğerleri adına, davacı dışındakilerin hepsi haktan vazgeçerse şüf'alı pay sadece davacı adına tesçil edilir. Bu yolda ortakların tümünün muvafakatı sağlanmadan payı bırakan murisin terekesine Medeni Kanunun 581-638. maddeleri uyarınca görevli mahkemede mümessil tayini için davacıya süre verilir. Mümessil davacı dışında biri olursa davacının sıfatı biter, davayı mümessil takip eder. Mümessille takip edilen davanın kabulü halinde şuf'alı payın tereke adına tesçili gerekir. Dava hakkına ilişkin olan bu hususun hakim tarafından kendiliğinden öncelikle nazara alınması icap eder.
Şüf'a hakkının tapuda yapılan satışla öğrenilmesinden itibaren bir ay içinde kullanılması gerekir. İştirakçi ortaklarda da bunlardan satışı en geç öğrenenin öğrenme tarihine göre bir aylık hak düşürücü süre saptanır. Diğer ortakların daha önce öğrenmesi önem taşımaz. Bu hak türlü irade bildirimi ile kullanılabileceği gibi doğrudan doğruya dava açmak suretiyle de kullanılabilir. Dava dışı kullanılan irade bildirimi süreyi koruyacağından yasal süresi içinde her zaman dava açılabilir. Şüf'a hakkı tapudaki satış işleminden sonra doğacağından şüf'alı payın daha önce satılacağının öğrenilmesi veya hak sahibine vaki satın alma teklifinin kabul edilmemesi hiç bir hukuki değer taşımaz. Davalı hak düşürücü süre geçirildiği savunmasında bulunmuşsa bunu ispat etmesi gerekir. Bu konuda tanık dahil her türlü delil ikamesi mümkündür. Önce davalı delillerinin daha sonra varsa davacı delillerinin toplanması gerekir.
Olayımızda 1 - Şüf'a hakkını kullanmak isteyen İsmail Remzi Karman adına müstakil pay kaydı yoktur. Paydaşlığı kök muris Ayşe'den gelmektedir. Davacı Ayşe'nin Emine'den torunudur. Ayşe'nin mirası mirasçılarına iştirak halinde intikal ettiği için mecburi dava arkadaşlığı ortaya gelmektedir. Öncelikle yukarıda açıklandığı üzere mecburi dava arkadaşlarının davacıya yazılı açık muvafakatlarının alınması, bu mümkün olmadığı takdirde MK.nun 581. maddesi uyarınca miras şirketine mümessil tayin edilmesi ve davanın mümessil tarafından takip edilmesi icap eder.
2 - M.K.nun 658. maddesinde akdi şüf'a için kabul edilen, muteber satışın öğrenildiğinden itibaren başlayan bir aylık hak düşürücü sürenin iştirak halinde mülkiyette yine yukarıda açıklandığı üzere ortaklardan en sonuncusunun öğrendiği tarih gözönünde bulundurularak değerlendirilmesi icap eder.
3 - 20.6.1951 tarih 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre şuyuu bedelinin muvazaa iddiasının bulunmaması halinde hükümden evvel hakimin tayin edeceği bir mehil de de yatırılması, şüf'alı payı alan şüf'a mükellefini ayrıca bir bedel tahsili külfetinden kurtarmak için öngörülmüştür. Ancak davada tapuda gösterilen bedelin muvazaalı olduğu ileri sürülmüştür. Öncelikle bu konuda davacının gösterdiği delillerin incelenmesi ondan sonra davalının karşı delillerinin araştırılması icap eder. Böylece yatırılacak şüf'a bedelinin belirlenmesi gerekir. Mahkemenin yukarıda açıklanan biçimde dava şartını yerine getirmeden ve öngörülen araştırmaları yapmadan karar vermiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
 
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 25.4.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini