 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1988/17179
K: 1989/945
T: 26.01.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Dava iki haklı ihtar nedeniyle kiralananın tahliyesi isteminden ibarettir. Mahkeme istem gibi karar vermiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı vekili davalının 1.1.1987 - 1.1.1988 kira döneminde iki haklı ihtara neden olduğunu iddia ederek kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı vekili 6.10.1987 tarihli ikinci ihtarın kendisine tebliğ edilmediğini, tebligat yapılan (Ş.O.) isimli şahsın olmayıp işlerinde de çalışmadığını, bu nedenle olayda iki haklı ihtar olgusunun gerçekleşmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
1987 yılı Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ait kira paralarının ödenmesi istemini kapsayan ihtarname her hangi bir sıfat belirtilmeksizin (Ş.O.) isimli şahsa tebliğ edilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Yasasının 17 inci maddesine göre işyerlerine yapılan tebligatların aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerden birine yapılması zorunlu olup, kendisine tebliğat yapılan şahsın da, sıfatının belirlenmesi gerekir. Öncelikle (Ş.O.)'ın davalının işçisi olup olmadığının SSK'dan sorularak tesbit edilmesi gerektiğinden (Ş.O.)'ın da yargılamaya çağrılarak ifadesinin alınması ve buna göre tebligatın yasaya uygun şekilde yapılıp yapılmadığının saptanması icap eder. (Ş.O.) davalının işçisi değilse veya işyerinde herhangi bir sıfatı yoksa ikinci tebligat usulüne uygun olmadığından ve olayda iki haklı ihtar olgusu gerçekleşmediğinden davanın reddi gerekir. İhtarların usulüne uygun şekilde yapıldığı saptanırsa davalı 8.5.1984 tarihli protokole rağmen 1986 ve 1987 yıllarında ayın 3 üncü günü akşamına kadar ödenmesi gereken kira paralarını davacının gelip elden aldığını, makbuz verdiğini savunmuş ve bu hususta 10.4.1986, 8.10.1987 ve 6.4.1987 tarihli ödeme makbuzları ibraz ettiğinden bu hususta bir teamülün oluşup oluşmadığının tahkiki için davalı vekilinin göstereceği tanıkların celbedilerek dinlenmeleri, ayrıca ödeme yeri olduğu iddia edilen bankadan da hesap ekstreleri getirtilerek savunmanın incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken noksan inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usule ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK'nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 26.1.1989 tarihinde oybirliği ile karar verildi.