Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1988/16903
K: 1989/977
T: 27.01.1989

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü:
 
KARAR : Dava, fuzuli işgal sebebiyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkeme davayı kabul etmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde davalının kiralananı müvekkiline 10.2.1988 tarihinde teslim ettiği halde bilahare kendisinde anahtar olması sebebiyle tekrar fuzuli olarak işgal ettiğinden bahisle taşınmazın tahliyesini istemiştir. 28.6.1988 tarihli oturumda ise dava dilekçesini aynen tekrar ederiz. Davalının kendisi imzalı belge ile taşınmazı boşaltacağını beyan etmiştir. Buna rağmen boşaltmamıştır. Bu nedenle tahliyesini istiyorum, demiştir. Bu oturuma gelen davalı ise her hangi bir belge imzalamadığını, kahvenin kendi üzerine olmadığını, kira kontratının da oğlunun üzerinde olduğunu beyan etmiştir. Ertesi celse davalı duruşmaya gelmemiş, mahkeme de taşınmazı davalının  teslim etmediğinden ve halen kullanmaya devam ettiğinden bahisle davanın kabulüne karar vermiştir. Davacı bu kararın gerekçesini temyiz etmeye hakkı olduğu halde etmediğinden davanın taahhüt nedeniyle açıldığının kabulü gerekir ve bu husus da kesinleşmiştir. Taahhüde dayanan tahliye davasının, taahhüdü izleyen bir ay içinde açılması veya bu süre içinde icra takibi yapılması zorunludur. Daha önce kiracıya bildirilen tahliye iradesinin süreyi koruma niteliği olmadığından böyle bir irade açıklamasının değeri yoktur.
Bu cihet kamu düzenine ilişkin olduğundan davalı tarafça ileri sürülme şartı aranmaksızın mahkemece kendiliğinden nazara alınmak icap eder. Davacı davalının taşınmazı 10.2.1988 tarihinde tahliye edeceğini taahhüt ettiğini bildirdiğine göre davanın bu tarihi izleyen bir ay içinde açılması gerekir. Halbuki dava 25.4.1988 tarihinde açılmış olmakla süresinde değildir. Daha önce de süresinde yapılmış bir icra takibi de bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın reddine karar vermek gerekirken aksi görüş ve düşünce ile kabul kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
 
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK'nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 27.1.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini