 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1988/16876
K: 1989/923
T: 26.01.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan ortaklığın giderilmesi davasına dair karar bir kısım davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Dava, taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesi isteminden ibarettir. Mahkeme satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar vermiş, hükmü davalılar vekili temyiz etmiştir.
Davada taksim suretiyle ortaklığın giderilmesi istendiğine göre bu istek içinde kat mülkiyeti kurulmak suretiyle ortaklığın giderilmesi istendiğine göre bu istek içinde kat mülkiyeti kurulmak suretiyle ortaklığın giderilmesi isteminin de varlığını kabul etmek gerekir. Hal böyle olunca, öncelikle keşif yapılarak 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 50 nci maddesi uyarınca binada kat mülkeyitinin kurulup kurulamayacağının araştırılması, şayet bu mümkünse ikinci aşamada aynı yasanın 10 uncu maddesi uyarınca pay ve paydaş adedine göre gerektiğinde ivaz ilavesi de gözönünde tutularak her bir paydaşa veya hisseli kalması konusunda anlaştıkları takdirde anlaşan paydaşlara birer bağımsız bölüm isabet edecek şekilde taksim olanağı bulunup bulunmadığının tesbiti icabeder. Payların denkleştirilmesi, gerektiğinde ivaz ilavesi ve gruplamada ortaklar anlaşamazlarsa kur'a çekmek suretiyle hangi bağımsız bölümün hangi ortağa isabetinin belirlenmesi, sadece muristen kalan taşınmaz için mümkündür. Yoksa müşterek paydaşların her biri arsa payına karşılık belirli bir bağımsız bölüm almış, onu kullanıyorsa paydaşların kullandığı bağımsız bölümde hakkı yoksa ivaz ilavesi, pay denkleştirilmesi, kur'a çekme gerekmez. O bölümün paydaşa verilmesi icabeder. Bundan sonra aynı kanunun 3 üncü maddesi uyarınca değerle oranlı olarak bağımsız bölümlere arsa payı tahsisi gerekir. Bölümlere arsa payı tahsis edilirken de daha önce gelişigüzel verilen zemindeki arsa payları nazara alınmaz. Bu işlemler için bir hukukçu ve iki teknik elemanın bilirkişi olarak seçilmesinde yarar vardır. Bu aşamadan sonra taksimi isteyen tarafa Kat Mülkiyeti Kanunun 12. maddesinde sayılan belgeler tamamlattırılır. Ondan sonra arsa payları bu paylara karşılık verilen bağımsız bölüm numaralı ve sahipleri belirtilerek kat mülkiyeti kurulmak suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilir. Olayımızda : Dava konusu taşınmaz tapuda bahçe olarak kayıtlı olup bina karşılığı payları satın almıştır. Üzerine 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 50 nci maddesindeki nitelikleri haiz bina yapılmıştır. Binanın kıyı şeridi dışında 80 m2 lik kumluk kısma tecavüzü varsa da belediyeden gelen yazıda tecavüzlü kısmın ifrazı yapılmak suretiyle inşaatın imar affına gerekeceğinden söz edilmiştir. Bu durumda imar affı yasasına göre yapılan müracaatın sonucunun beklenmesi, imar ruhsatı alındığında ikinci aşama olarak yukarıdaki esaslar dairesinde taşınmazın üzerindeki ortaklığın kat mülkiyetine çevrilmesi suretiyle giderilip giderilmeyeceğinin araştırılması ve bunun sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu önemli husus ihmal edilerek satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmesi hatalı görülmüştür. Ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.'nun 428 inci maddesi uyarınca hüküm BOZULMASINA, 26.1.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.