 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1988/16873
K: 1989/920
T: 26.01.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan izale-i şuyu davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava bir parça taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir.m Mahkeme satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar vermiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
1 - Dosyadaki yazılarla toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2 - Satış yoluyla ortaklığın giderilmesi istenilen taşınmazın üzerinde bina ağaç vesaire gibi muhdesat varsa bunlar M.K.'nun 619 uncu maddesi uyarınca arzın mütemmim cüz-ü sayıldığından arzla birlikte satışına karar verilir. Ancak bunların bir kısım paydaşlara aidiyetine ilişkin tapuda şerh varsa veya bu hususta tüm paydaşlar ittifak ediyorsa o takdirde değerlere göre oran kurulması ve satış parasının bu oran esas alınarak dağıtılması gerekir. Oran kurulurken muhtesatın ve arzın dava tarihi itibariyle ayrı ayrı değeri takdir ettirilir, bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri saptanır, bulunan tüm değer muhdesat bedeline ve arzın kıymetine ayrı ayrı oranlanarak yüzde itibariyle ne kadarının muhdesata, ne kadarının arza isabet ettiği belirlenir. Satış bedelinin dağıtımında da bulunan bu yüzde nisbetler gözönünde tutularak muhdesata isabet eden kısmın sadece muhdesat sahibine veya payları nisbetinde sahiplerine isabet eden kısmın da payları oranında tüm paydaşlara verilmesi icap eder.
Muhdesatın arzın paydaşlarına değil de üçüncü şahsa aidiyetinin anlaşılması halinde bu şahsı muhdesat nedeniyle davayı dahil etme ve ona satış bedelinden pay verme mümkün değildir.
Olayımızda: Taşınmaz üzerinde zemin katın üstündeki birinci kattaki bir ve iki numaralı dairelerin davalı tarafından yapıldığı davacılar tarafından kabul edilmektedir. Ancak bu iki daire yapıldıktan sonra da davacı (C.)'in 1/8 hisse daha aldığı, böylece davalının 2/8 hissesinin 1/8 düştüğü ve davalı tarafından yapılan bu iki daireden birinde davacı (C.)'in de hakkı olduğu ileri sürülmüş, bu konudaki uyuşmazlığın halli için davalının Asliye Hukuk Mahkemesine aidiyet davası açtığı bildirilmiştir. Diğer ikinci ve üçüncü katlardaki muhdesatın (dairelerin) müstakilen davacı (C.) tarafından yaptırıldığı hakkında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Zemindeki muhdesatta da uyuşmazlık yoktur. Bu takdirde birinci kat muhdesatındaki uyuşmazlığın çözülmesi için Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 1987/742 esasında kayıtla dava sonucu bekleyip bu kattaki muhdesat uyuşmazlığı çözümlendikten sonra muhdesatla ilgili olarak yukarıda açıklandığı üzere ayrı değerlendirmeler yapılarak her muhdesatın ve çıplar arzın birleşik değere oranlanarak yüzdelerinin bulunması bina veya daire yüzdelerine isabet eden miktarın muhdesat sahiplerine verilmesi gerekir.
Mahkemenin birinci kattaki muhdesat uyuşmazlığını nazara almadan ve yukarıda açıklandığı şekilde oran kurma düşünülmeden karar vermesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.'nun 428 inci maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA 26.1.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.