 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1988/16857
K: 1989/720
T: 24.01.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli (Gelendost Asliye Hukuk) Mahkemesinden verilmiş bulunan şuf'a davasına dair kararın temyiz icnelemesi duruşmalı olarak davacılar tarafından süresi içinde istenilmekle gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava şuf'alı payın iptal ve tesciline ilişkindir. Mahkeme davayı kabul etmiş ve taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1 - Davacının dayandığı pay iştirak halinde mülkiyete konu ise tüm iştirakçilerin birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu gibi hallerde 11.10.1982 gün 3/2 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü icab eder. Muvafakat duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla veya imzası noterce tasdikli muvafakat belgesi ibrazı suretiyle yahut davacı adına davayı takip eden avukata vekalet vermekle yapılabilir. Bunlardan birinin gerçekleşmesi halinde muvafakat veren ortağın davacı safında yer alarak davayı takip etmesine gerek kalmaz. Muvafakat veren ortak haktan vazgeçtiğini de beyan ederse davanın kabulü halinde şuf'alı pay diğerleri adına; davacı dışındakilerin hepsi haktan vazgeçerse şuf'alı pay sadece davacı adına tescil edilir. Bu yolda ortakların tümünün muvafakatı sağlanamazsa payı bırakan murisin terekesinin M.K.'nun 581 -630 uncu maddeleri uyarınca görevli mahkemede mümessil tayini için davacıya süre verilir. Mümessil davacı dışında biri olursa davacının sıfatı biter, davayı mümessil takip eder. Mümessille takip edilen davanın kabulü halinde şuf'alı payın tereke adına tescili gerekir. Dava hakkına ilişkin olan bu hususun hakim tarafın kendiliğinden öncelikle nazara alınması icap eder.
Şuf'a hakkının tapuda yapılan satışın öğrenilmesinden itibaren bir ay içinde kullanılması gerekir. İştirakçi ortaklarda da bunlardan satışı en geç öğrenenin öğrenme tarihine göre bir aylık hak düşürücü süre saptanır. Diğer ortakların daha önce öğrenmesi önem taşımaz. Bu hak her türlü irade bildirimiyle kullanılabileceği gibi doğrudan doğruya dava açmak suretiyle de kullanılabilir. Dava dışı kullanılan irade bildirimi süreyi koruyacağndan yasal süresi içinde her zaman dava açılabilir. Şuf'a hakkı tapudaki satış işleminden sonra doğacağından şuf'alı hakkı tapudaki satış işleminden sonra doğacağından şuf'alı payın daha önce satılacağının öğrenilmesi veya hak sahibine vaki satınalma teklifinin kabul edilmemesi hiçbir hukuki değer taşımaz. Davalı hak düşürücü süre geçirildiği savunmasında bulunmuşsa bunu isbat etmesi gerekir. Bu konuda tanık dahil her türlü delil ikamesi mümkündür. Önce davalı delillerinin, daha sonra varsa davacı delillerinin toplanması gerek Olayımızda; davacıların payları murislere ait olup ölümü ile iştirak halinde davacılar ve diğer paydaşlara intikal etmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere veraset ilamı ibraz ettirilip davaya bütün paydaşlara muvafakatlarının temini gerekirken açıklandığı şekilde işleme tabi tutulmadan davanın kabulüne karar verilmesi hatalı bulunmuştur.
Kabul şekli itibariyle;
2 - Davacıların temyizine gelince: Şuf'alı pay dava sırasından farklı bedel ile el değiştirmiş ve davacı taraf el değiştirme bedelinin iyiniyetli olmadığını ve kötüniyetle arttırıldığını ileri sürmüştür. Bu konuda delilleri toplanıp bu hususta inceleme yapılmadan 2. satış bedeli ile davacıların sorumlu tutulmaları da hatalı olmuştur.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.'nun 428 inci maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA 24.1.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.