 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1988/16811
K: 1989/156
T: 17.01.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Dava iktisap ve işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkeme davayı reddetmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Davacı vekili müvekkili bankanın davalıların kiracı olarak oturdukları binanın tamamını ihtiyacı nedeniyle satın aldığını, müvekkili bankanın taşınmaza Ankara Bölge İnşaat müdürlüğü ile Ankara Bölge Hukuk Müşavirliğini yerleştireceğini ileri sürerek kiralananın tahliyesini istemiştir.
Davalılar vekili davanın süresinde açılmadığını, ihtiyaç iddiasının samimi olmadığını, binanın alacağa karşılık alındığını, yersiz açılan davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme bankanın binanın tümüne ihtiyacı olmadığını gerekçe göstererek davayı reddetmiştir.
Davacı 6570 sayılı yasanın 7/d maddesindeki sürelerden yararlanarak bu davayı açtığından dava süresinde olup açılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bütün sorun ihtiyacın gerçek ve samimi olup olmadığı hususunda toplanmaktadır.
İhtiyaca ilişkin tahliye davalarında bankaları gerçek şahıslar ve diğer özel kişiler gibi mütalaa etmek doğru değildir. Zira, 22.7.1983 günlü Resmi Gazete'de yayınlanan bankalara hakkındaki kanun hükmünde kararnamenin 50/2 nci maddesi uyarınca bankalar ticaret amacı ile gayrimenkul alım ve satımı ile uğraşamazlar. İhtiyacın dışında mülk edinemezler. Aynı maddenin 6 ncı bendi gereğince alacaklarından dolayı edinmek zorunda oldukları taşınmazları dahi edinilen günden itibaren üç sene içerisinde elden çıkarmak zorundadırlar, denilmektedir. Bu bakımdan bankanın aldığı kiralananı ihtiyaçta kullanmayıp kiraya vermesi veya mevcut kira akdini devam ettirmesi düşünülemez.
Davacı bankanın ihtiyaç iddiasını bu yönüyle kabul etmek gerekir. Hal böyle olunca davanın kabulü ile kiralanın tahliyesine karar verilmek icap ederken aksi görüş ve düşünce ile davanın reddi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.'nun 428 inci maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 17.1.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.