 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1988/16326
K: 1989/391
T: 19.01.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Dava konut ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesi isteğine ilişkindir. Mahkeme davayı reddetmiş, hüküm davacı tarafından temyiz olunmuştur.
6570 sayılı yasa kapsamına giren kiralananı hitamında, isterse 6570 sayılı yasanın 7/d maddesindeki sürelerden yararlanarak kiracı hakkında ihtiyaç nedeni ile dava açabilir. Bu iki yoldan hangisi yararına ise onu seçmek yeni malikin hakkıdır. Davada 6570 sayılı yasanın 7/d maddesine dayanılıyorsa yeni malikin dava açabilmesi için iktisaptan itibaren 1 ay içinde kiralananı satın aldığını, ihtiyacında kullanacağını kiracıya bildirmesi ve yine iktisaptan itibaren 6 ayın geçmesini beklemesi gerekir. İhtarın iktisaptan itibaren 1 ay içinde kiracıya keşidesi değil tebliğ şarttır. Davanın iktisabı izleyen 6 ay geçtikten sonra açılması süreye bağlı değildir. Aktin sonuna kadar dava ikamesi mümkündür. 1 ayın ve 6 ayın hesabında iktisab edilen günün de hesaba dahil edilmesi gerekir. 6 aylık süre dolmadan açılması nedeniyle dava reddedilirse bu süre dolduktan sonra aynı nedenle ikinci dava açılabilir. 1. davanın derdestliği ve kesin hüküm sayılması sözkonusu değildir. Ancak iktisabı izleyen 1 ay içinde ihtar tebliğ edilmemişse sonradan bunun giderilmesi mümkün değildir.
Olayımızda: Davacı 9.8.1985 tarihinde taşınmazı iktisab etmiş ve 6570 sayılı yasanın 7/d maddesine uygun olarak 23.8.1985 tarihinde davalıya ihtar tebliğ ettirmiştir. İktisabı izleyen 6 ay sonra dava hakkı doğmuştur. Ancak davacı eski malikle davalı arasında kira sözleşmesi bulanmadığını farz ederek 30.11.1985 tarihinde elatmanın önlenmesi için dava açmış, bilahare davayı takip etmemiş, 1.11.1987 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davacı vekili, davalının daha evvel açılan davada kiracılık sıfatını kabul ettiğini belirterek 15.10.1987 tarihinde işbu davayı açmıştır. Yukarıda açıklandığı gibi davacı için doğan bu hakkın kullanılması süre ile sınırlı değildir. Ancak yerleşen içtihatlara göre bu hakkın eski malikle davalı arasında yapılan kira sözleşmesinin sonunda kullanılması mümkündür. İktisaptan sonra uzun süre dava açılmaması makul bir sebebe dayanmıyorsa o takdirde ihtiyacın gerçek ve samimi olmadığının kabulü gerekir.
Bu itibarla davacı tarafa eski malikle kiracı arasında yapılmış kira sözleşmesinin ibraz ettirilmesi, yazılı sözleşme yoksa aktin başlangıç tarihi ve süresi ile ilgili olarak taraf delilleri toplanması ve böylece süresinde açılıp açılmadığının saptanması, dava, süresinde açılmış ise mevcut ihtiyaç delilleri takdir edilerek bir karar verilmesi gerekirken iktisaptan iki yıl gibi uzun süre sonra dava açıldığından bahisle red kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.'nun 428 inci maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 19.1.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.