 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1988/15492
K: 1988/20858
T: 29.12.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Dava işyeri ihtiyacı sebebiyle tahliye isteminden ibarettir. Mahkeme davayı reddetmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı 1022 m2 miktarındaki arsada kat irtifaklı 16/192 arsa 1 no'lu dava konusu depolu dükkanın 8/192 intifa hakkı, 8/192 tam mülkiyetli taşınmaza çimento satış işyeri yapmak üzere ihtiyacı bulunduğundan bahisle daha önce gönderdiği ihtarla dava açma süresini saklı tutarak süresinde işbu davayı açıp taşınmazdan davalının tahliyesini istemiştir.
Davacı taşınmazda yarı intifa, yarı da tam mülkiyet sahibi olup bu hale göre tamamının intifasının davacıya ait olduğu anlaşılmaktadır. Bu hale göre davacı tek başına dava açabilir. Diğer çıplak mülkiyet sahibinin davaya muvafakatının sağlanmasına gerek yoktur. Çünkü intifa hakkı kısıntılı irtifak haklarından olup sahibine yararlanma ve kullanma hakkı sağlar. Bu nedenle de bir kullandırma akti olan kira aktinin bağımsız olarak tarafı olabilir ve sebepleri varsa o aktin feshini ve o şeyin tahliyesini isteyebilir. Böyle olunca davacının tek başına dava ehliyetinin bulunduğu kabul edilip uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekir. Nitekim mahkeme de esasa yönelik inceleme yapmıştır. Ancak davacının beyaz çimento, kireç ve tuğla işiyle meşgul olduğunu kabul edip boşta bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Davacının boşta bulunmadığına ve bir uğraşısının bulunduğuna esas alınan belge bir işyeri önünde bulunan (Ercan Görür, beyaz çimento, kireç, tuğla) levhası olmuştur. Davacı buna karşı bu levhanın bir işyeri levhası olmayıp ilan levhası olduğunu ileri sürmüştür. İşte bu husus üzerinde yeterli bir araştırma yapılmamıştır. Gerçekten davacının ileri sürülen meslek ve sanatını yürütmek için bir işyerinin bulunup bulunmadığı ve bu levhanın kendisine ait bir eşyeri levhası olup olmadığının gerekirse mahallinde keşif yapılarak tanık dinlenerek araştırılıp bunun sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu konuda eksik inceleme ile karar oluşturulması usul ve yasaya aykırı görülmüştür. Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.'nun 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29.12.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.