 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1988/14800
K: 1988/20311
T: 22.12.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Dava, işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkeme davayı kabul etmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. 6570 sayılı yasanın 7/b,c,ç, maddelerine dayanan tahliye davasının anılan yasa maddeleriyle İcra İflas kanunun 272 nci maddesinin kıyasen uygulanması ve yerleşmiş içtihatlar uyarınca kira aktinin hitamını takip eden bir ay içinde açılması gerekir. Daha önce veya bir aylık dava açma süresi içinde tahliye iradesi kiracıya bildirilmişse bu irade açıklaması süreyi koruyacağından bu bildirimi takip eden dönemin sonuna kadar dava açma hakkı saklı tutulmuş sayılır. Bu gibi durumlarda aktin başlangıcı olan ayın kirasının ihtirazı kayıtla alınıp alınmaması önemli değildir. Bu cihet kamu düzenine ilişkin olduğu için davalı tarafça ileri sürülme şartı aranmaksızın mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerekir.
Davanın süresinde açılıp açılmadığının tasbiti için öncelikle aktin başının, süresinin, böylece sona eriş tarihinin bilinmesi icap eder. Davacının bu tarihleri bildirmesi gerekir. Davalı karşı çıkarsa bu cihetin bir hadise olarak çözümlenmesi, bu konuda tanık dahil taraf delillerinin toplanması gerekir.
Sözleşmede tahliye isteğin ihbar edilmesi şart koşulmuşsa ona uyulmak gerekir. Bu ihbarın yazılı yapılması öngörülmemişse sözlü yapılması da mümkündür. Ancak davacının bunu ispat etmesi icap eder.
Davacı kira akdinin 5.5.1986 tarihinde sona erdiğini ileri sürerek bu davayı 26.5.1986 tarihinde açmışsa da, davalı taşınmazı kiracı olan babasından 1.8.1962 tarihinde devraldığını ve kira süresinin 30.7.1988 tarihinde bitip davanın bu tarihten sonraki bir ay içerisinde açılması lazım geldiğini savunarak süreye karşı çıkmıştır. Böylece kira aktinin birer yıllık süreler halinde yenilendiği anlaşılmaktadır. Ancak bu bir yıllık sürenin başlangıç ve sonu taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmuştur. Kiracının kiracısı durumunda olan davalı, birinci kiracının süre bakımından şartlarına tabi olacağına göre uyuşmazlığın çözümünde ve özellikle davanın süresinde açılıp açılmadığının tesbitinde önemli olmaktadır.
Bu konu davacının tanıklarından ve davalıdan sorularak araştırma yapılması, davanın süresinde olduğu tesbit edildiği takdirde şimdiki gibi, aksi halde davanın reddine karar verilmesi gerekeceğinden kararın bu sebeple bozulması icap etmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.'nun 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA 22.12.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.