 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1988/14097
K: 1989/713
T: 24.01.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli (Hatay 1. Asliye Hukuk) Mahkemesinden verilmiş bulunan şuf'a davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davalı tarafından süresi içinde istenilmekle gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava şuf'alı payın iptal ve tescili istemine ilişkindir. Mahkeme davayı kabul etmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1 - Şuf'alı payın ilişkin olduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin tasarrufundaki yeri ve ona tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa satışı zamanında o yerde hak iddia etmeyen davacının, tapuda pay satışı şeklinde yapılan işlem nedeniyle şuf'a hakkını kullanması M.K.'un 2 nci maddesinde yer alan objektif iyiniyet kuralı ile bağdaşmaz. Kötüye kullanılan bu hak kanunen himaye görmez. 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca bu hususun davanın her aşamasında ileri sürülmsi, hatta mahkemenin kendiliğinden nazara alması gerekir. Savunmanın tevsii bu gibi durumlarda söz konusu değildir. Davanın bu bakımdan reddi gerekir.
Olayımızda: Şuf'alı payın bulunduğu 319 parsel (A.) soyadını taşıyan paydaşlarla (Y.) soyadını taşıyan (A.) ve (H.Y.)'ların müşterek malları iken tanık beyanlarına göre 30 sene kadar önce (A.) soyadı taşıyan paydaşların payları ile (A.) ve (H.)'in yerleri taksim edilip arazı üzerinde sınırlandırıldığı, ondan sonra da (A.) ve (H.Y.)'ın kendilerine ayrılan yeri aralarında taksim ettiği, böylece taşınmazın üçe bölündüğü, sınırlarda glodiçya denilen sınır bitkileri yetiştirilip taksim yerlerinin arz üzerinde böylece belirginleştiği keşif yerinde bilirkişi tarafından da tesbit ve ifade edilmiştir. Davalı pay satan (P.) bu yeri (A.Y.)'ın varislerinden icra satışı ile elde etmiştir. (P.) davalıya evvelce (A.Y.)'a ayrılan belli bir yer sattığına, davacının da (H.Y.)'a ayrılan yerde kullanımını sürdürüp onun varisi bulunduğuna göre ortak kullanma yabancı birisinin girdiğinden bahisle paydaşlığı dayanarak şuf'a davası açması yukarıda açıklandığı üzere iyiniyet kuralları ile bağdaşmaz ve himaye edilemez. Mahkemenin bu hususu dikkate almadan şuf'a hakkını kabul etmesi isabetli görülmemiştir.
2 - Kabul şekli itibariyle de davacı tarafın bedel üzerindeki muvazaa iddiasının kabul edilmediği karar yerinde açıkça belirtilmesine rağmen tapuda gösterilen miktar ve masrafların ödetilmesi yerine keşfen tesbit edilen daha düşük bedelin depo ettirilmesi de hatalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebeplerle davalı yararına BOZULMASINA 24.1.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.