 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1988/11659
K: 1988/17009
T: 14.11.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, 6570 sayılı Kanunun 7/son maddesine dayanarak açılmış mahkeme davayı reddetmiş, kararı davacı vekili süresinde temyiz etmiştir.
Davacı, davalının eşinin üzerine kayıtlı aynı apartmanda oturmaya elverişli konutu bulunduğunu belirterek 6570 sayılı Kanunun 7/son maddesi uyarınca taşınmazdan davalının tahliyesini istemiştir.
Davacının, davalıya ait olduğunu ileri sürdüğü konutun davalı adına değil eşi adına kayıtlı olduğu gelen tapu kayıtlarından anlaşılmıştır. Ancak davaya dayanak yapılan aynı belediye hudutları içinde kiracı ve eşinden bahsedildiğinden kaydın eşinin üzerine çıkması sonuca etkili görülmemiştir. Fakat davalı savunmasında kendisinin kiraladığı taşınmazda kendisinin değil oğlu ve gelinin oturduğunu, bu sebeple 7. maddenin son fıkrasının uygulanamayacağını ve aslında husumetin dava konusu taşınmazı kiracı olarak kullanan oğluna tevcih edilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı tanıklarıda bu savunmayı doğrulamışlar ve gerçekten kiralanan taşınmazda baştan beri davalının oğlu ve gelinin oturduğunu bildirmişlerdir. Ancak kira akdi soyut biçimde karşılıklı borç doğuran akitlerdendir. Bu akit gereği kiralayan kiralananı davalıya teslim etmek suretiyle kendine düşen borcu yerine getirmiş bu sözleşmede kiracı olarak gözüken davalıda 2,5 senelik kira parasını peşin ödemek suretiyle kiracılık yükümlülüğünü ifa etmiştir. Kiracı olan davalının kiralananda oğlunun oturması az önce belirtildiği üzere akdi ilişkinin hukuki niteliğini değiştirmez. Davalı tarafından; eşin ödenen kira parasından sonra oğlunun kira parası ödeyip davacı tarafından kabul edilmek suretiyle fiili durumun hukukileştiği de ileri sürülmemiştir. Böyle olunca, kira ilişkisinde davacının muhatabı davalıdır. Davalının aynı belediye hudutları içinde ve hatta aynı binada eşine ait oturulabilir konutu bulunduğuna göre olayda davaya dayanak tutulan 6570 sayılı Yasanın 7/son fıkrasındaki tahliye kuralının uygulanması ve dava konusu taşınmazın tahliyesine karar verilmesi gerekli olduğu halde yazılı düşüncelerle davanın reddedilmesi isabetsiz görülmüştür. Bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı görülen hükmün bozulması icap etmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 14.11.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.