 |
T.C.
YARGITAY
6. Ceza Dairesi
E:1999/5558
K:1999/5742
T: 14.10.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
HIRSIZLIK MALI BİLEREK SATIN ALMAK
KARAR ÖZETİ:1- Hırsızlık malı bilerek satın alma suçundan hüküm kurulurken, suça konu malların, suç tarihindeki gerçek değeri saptanıp kararda gösterilmelidir.
2-Haklarında TCK.nun 512/1 maddesi ile uygulama yapılan sanıklara, aynı maddenin 1. fıkrasının son cümlesindeki kuralın uygulanması suretiyle verilecek cezanın tesbiti için, asli fail veya failleri belirlenemeyen hırsızlık suçunun niteliğinin tayini yönünden, olayda kırılarak girilen yerin kilidinin, muhkem olup olmadığının, kuşkuya yer bırakmayacak surette belirlenmesi gerekir.
(765 s. TCK. m. 512/1-son, 522)
Hırsızlık malı bilerek satın almaktan sanık Fehmi, Süleyman ve İbrahim haklarında yapılan duruşma sonunda: Mahkumiyetlerine dair (Kadıköy 5. Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 4.5.1999 tarihli hükmün temyizen tetkiki sanık Fehmi vekili ile diğer sanıklar Süleyman ve İbrahim tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından bozma isteyen 24.9.1999 tarihli tebliğname ile 1.10.1999 tarihinde daireye gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanık İbrahim'in, savunmasında geçen hususlar araştırılıp, adı geçen şahısların tanık sıfatıyla beyanları da alındıktan sonra delillerin bir bütün halinde takdiri gerektiğinin gözetilmemesi,
Diğer sanıkların temyizlerine gelince:
Sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- Hırsızlığa konu malların suç tarihi itibariyle gerçek değeri araştırılıp saptanmadan, kabule esas alınan değerin ise; denetime olanak sağlayacak şekilde karar yerinde gösterilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması,
2- Hırsızlığı yapan esas faillerin tesbit edilememiş Olduğunun kabul edilmiş olması karşısında, haklarında TCY.nın 512/1. maddesi ile uygulama yapılan sanıklara verilecek cezanın hırsızlığın asli faili hakkında tayin olunacak ilk cezanın, aynı yasanın 512/son cümlesine göre 1/3.ünü geçemeyeceği kuralının uygulanmasında, öncelikle asli fail veya faillerin eylemlerinin hukuki vasfının tayini gerekeceğinden, hırsızlığa konu yerin kesilerek açılan kepenk asma kilidinin sağlam maddelerle muhkem surette yapılıp yapılmadığı kuşkuya yer bırakılmayacak şekilde tesbit edilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık Fehmi vekili ile sanıklar Süleyman ve İbrahim'in temyiz itirazları ile tebliğnamedeki düşünce bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 14.10.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.