 |
T.C.
YARGITAY
6. Ceza Dairesi
E. 1996/11955
K. 1996/12122
T. 29.11.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
SAHTECİLİK
KARAR ÖZETİ : Sanığın; müşteki şirketin cirosu bulunan iki adet çeki, bedellerini ödeyip geri aldıktan sonra tahsil ve icra kovuşturması yapılabilecek şekilde keşide tarihlerini değiştirip, borçlarına karşılık diğer sanık ve tanığa vermesi, onların da, icra takibi ve bankada tahsil etmek istemeleri karşısında; sanığın eylemi, TCK.nun 342/1, 80. maddelerine uyan suçu oluşturur.
Keşide tarihi değiştirilerek önceden doğmuş borç nedeniyle verilen çekin karşılıksız çıkması olayında, dolandırıcılık suçunun yasal unsurları oluşmaz.
(765 s. TCK. m. 342/1, 80, 503)
Dolandırıcılıktan sanık Sadık hakkında yapılan duruşma sonunda; mahkumiyetine dair, (Seydişehir Ağır Ceza Mahkemesi)'ndenverilen 30.11.1995 tarihli hükmün temyizen tetkiki sanık vekili tarafından istenilmiş olduğundan; dava evrakı C. Başsavcılığı'ndan bozma isteyen 7.11.1996 tarihli tebliğname ile 18.11.1996 tarihinde Daireye gönderilmekle okunarak, gereği görüşülüp düşünüldü:
Sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Müşteki ............. Gıda ve Yem Sanayi Ticaret A.Ş.'nin cirosu bulunan suça konu 26.1.1994 keşide tarihli 9.500.000 ve 28.1.1994 keşide tarihli 12.000.000 liralık çekleri, sanığın bedellerini ödeyip şirketten geri aldığı, tahsil ve icra kovuşturması yapılabilecek şekilde keşide tarihlerini değiştirip, borçlarına karşılık sanık Ahmet'e ve tanık Ali'ye verdiği, adı geçenlerin de icra takibi ve bankada tahsil etmek istediklerinin anlaşılması karşısında; sanığın eyleminin, TCK.nun 342/1, 80. maddelerine uyduğu gözetilmeden dava açılmayan dolandırıcılık suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a) Sanık hakkında 29.11.1990 tarihinde yürürlüğe giren TCK.nun 3679 sayılı Yasa ile değişik 503/ilk maddesi yerine, yazılı şekilde uygulama yapılarak noksan ceza tayini,
b) Keşide tarihi 28.2.1994 olarak değiştirilen ve Ali'ye önceden doğmuş borç nedeniyle verilen çekin karşılıksız çıkmasından ibaret olayda, dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmayacağının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık Sadık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle istem gibi (BOZULMASINA), ceza süresi itibariyle kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 29.11.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.