 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E. 1992/2478
K. 1992/2875
T. 27.2.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ŞUF'A DAVASI
(Süre yönünden red)
ÖZET Davanın iştirakçi ortaklardan sadece davacı tarafından açılmış olması daha sonra tüm iştirakçiler yada miras şirketi mümessili tarafından yürütülmesini engellemez.
(743 s. MK. m. 659)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan şufa davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, şufalı payın iptal ve tescili istemine ilişkindir. Mahkeme, davayı süre yönünden reddetmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Şura hakkının tapuda yapılan satışın öğrenilmesinden itibaren bir ay içinde kullanılması gerekir. Bu hak, her türlü irade bildirimi ile kullanılabileceği gibi doğrudan doğruya dava açmak suretiyle de kullanılabilir. Dava dışı kullanılan irade bildirimi süreyi koruyacağından payın bu sebeple iptal ve tescili için her zaman dava açılabilir.
Olayımızda, şufalı pay davalıya 7.1.1983 tarihinde satılmış ve davacı ilk defa 4.2.1983 tarihinde açtığı dava ile şufa hakkını kullanmıştır. 0 davanın, iştirakçi ortaklardan sadece davacı tarafından açılmış olması daha sonra tüm iştirakçiler ya da miras şirketi mümessili tarafından yürütülmesine engellemez. Hak, yasal süresi içerisinde dava yolu ile kullanılmıştır. 0 davanın, takipsiz kalması sonucu açılmamış sayılmasından sonra harcı Ödenerek yeniden açılan bu dava hakkın ilk defa kullanıldığı bir irade bildirimi olarak kabul edilemez. Satıştan itibaren 10 yıl dolmadıkça bu davanın dinlenmesi gerekir. Bu sebeple davanın süresinde olduğunun kabulü ile esasının incelenmesi gerekirken süre yönünden red kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
S o n u ç Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 27.2.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.