 |
T.C.
YARGITAY
6. Ceza Dairesi
E: 1988/8078
K: 1988/11387
T: 25.10.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Hırsızlık ve görevli memura silahla mukavemetten sanık İsmet hakkında yapılan duruşma sonunda, TCK.nun 493/1, 522, 258/2-3, 81/1, 71. maddeleri gereğince dair, (Çaycuma Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 25.2.1988 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığı'ndan bozma isteyen 14.6.1988 tarihli tebliğname ilye 20.6.1988 tarihinde daireye gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Oluşa göre sanığın eylemleri, mağdurun dükkanından aldığı malları götüreceği sırada olay yerine gelen kolluk güçlerine karşı silahla direnmektedir.
Mahkeme eylemleri hırsızlık ve görevli memura direnme olarak benimsemiştir.
T.C. Yasasının 495/2. madde ve fıkrasında, zorla yağma cürmünün maddi öğesi genişletirilerek, failin bir hırsızlık cürmünü işlerken yada akabinde eylemini sürdürmek ya da malı kaçırmak ya da kendisini yahut suç ortağını kurtarmak amacı güdüsüyle, saikiyle zorla kullanmasını da zorla yağma olarak benimsemiştir.
Maddede geçen " yağma" sözcüğünün, zorla yağma (gasp), anlamında olmayıp, hırsızlık anlamına geldiği kuşkusuzdur. Esasen zorla yağma cürmünün kişilere karşı maddi ya da menevi zor kullanılarak işlenen bir hırsızlık cürmü olduğu, bu durumuyla tehdit ve hırsızlık ya da etkili eylem ve hırsızlık cürümlerinden oluşan bileşik mürekkep bir suç türünü meydana getirdiği tartışmasızdır. Kaldı ki, sonradan oluşan zorla yağma cürmünü tanımlayan bir maddede, oluşmuş bir yağma cürmünden söz edilmesinin de mantığa aykırılığı, tanımlayan bir nesnenin kendisiyle tanımlanamıyacağı açıktır. Nitekim kaynak 1889 tarihli İtalyan Ceza Yasasının bu suçu karşılayan 406/2. madde ve fıkrasından "Bir malın Yağması...." sözcüklerinin karşılığının "taşınır bir şeyin sahiplenilmesi ..." olması da bunu doğrulamakta, yasamızda kullanılan "yağma" sözcüğünün bir çeviri yanılgısından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Olayda, hırsızlık suçu işleyen sanığın kendisini kurtarmak güdüsüyle zor kullandığı eyleminin gelişmesinden anlaşılmaktadır.
Bu durum karşısında:
1 - T.C. Yasasının 78. maddesi uyarınca sanığın eylemlerinin zorla yağma cürmüne kalkışma olduğu ve davaya bakmanın ve kanıtları tartışmanın yüksek görevli mahkemeye ait bulunduğu gözetilmeden duruşmaya devamla karar verilmesi,
2 - Kabule göre, hırsızlık eyleminin tam kalkışma aşamasında kaldığının gözetilmemesi,
3 - Görevliye karşı direnme suçu konusunda gerekçe gösterilmemesi,
Yasaya aykırı ve sanığın temyiz itirazları tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, Ceza Yargılama Yasasının 326. maddesinin gözetilmesine, 25.10.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.