 |
T.C.
YARGITAY
6. Ceza Dairesi
E:1988/5487
K:1988/7529
T:09.06.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ÖZEL BELGEDE SAHTECİLİK
- CEZAYI AZALTAN DURUM
* ÖZET:1 - Bonolarda alacaklı gösterilen şirketin; var olup olmadığı, tüzel kişiliğe sahip bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
2 - Sanığın, şikayetçide onmilyon lira alacağı olduğu; savunma, mektup kapsamı, tanık anlatımı ile doğrulandığına göre TCK.nun 347. maddesinin uygulama yeri olup olmadığı tartışılmalıdır.
(765 s. TCK. m. 345, 347)
Sahtekarlıktan sanık Hayrettin hakkında yapılan duruşma sonunda, TCK.nun 342/1, 59. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay ağır hapsine dair, (Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 11.12.1987 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafiileri tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığı'ndan bozma isteyen 19.4.1988 tarihli tebliğname ile 2.5.1988 tarihinde daireye gönderilmekle okunarak, gereği görüşülüp düşünüldü:
Sair itirazlar yerinde görülmemiştir. Ancak;
1 - Sanık savunmasında; suç konusu bonoların, yanında muhasebeci olarak çalışan Tüncer'in düzenleyip bankadan kredi aldığını belirtmesine, ifadesine başvurulan Tüncer ise düzenlenen senetlerden haberi olmadığını söylemesine karşılık dosyada bulunan 10.2.1982 tarihli ibraname kapsamından suç konusu senetlerin sanık tarafından Tüncer'e hatır senedi olarak verildiğinin anlaşılmasına göre, Tüncer'in ibraname hakkında bilgisine başvurulup, sanıkla da yüzleştirilerek ifadeleri arasındaki çelişki giderildikten, ilgili banka şubesinden suç konusu senetleri kimin bankaya tahsil için ibraz ettiği ve kırdırılmışlarsa bedelinin kime ödendiği sorulduktan ve tanık Tüncer'in çeşitli muameleler nedeniyle yazılmış yazı örnekleri ile duruşmada alınacak yazı örneklerinin birlikte Adli Tıp Kurumu'na gönderilerek senetlerdeki (varsa arka yüzlerindekiler de dahil) yazı, rakam ve imzaların sanığa mı yoksa Tüncer'e mi ait olduğu hususu açıklığa kavuşturulduktan sonra delillerin takdiri gerektiğinin gözetilmemesi,
2 - Suç konusu bonolarda Kollektif Şirketinin alacaktı olarak gösterilmesine göre, böyle bir şirketin var olup olmadığı ve tüzel kişiliğe sahip bulunup bulunmadığı araştırılarak, olmadığının anlaşılması halinde eylemin TCK.nun 345. maddesinde yazık suçu oluşturacağının düşünülmemesi,
3 - Sanığın müştekiden 10 milyon liraya yakın alacağı olduğuna dair savunması, müştekinin sanığa gönderdiği 24.6.1984 tarihli mektup kapsamı, tanık Tüncer'in anlatımları ve İstanbul Dört Nolu Tasfiye Kurulu Başkanlığı'nın 24.3.1987 tarihli ve müştekinin sanığa 2 milyondan fazla borcu olduğuna dair yazıları ile doğrulanmasına göre, sahteciliğin bir hakkı isbat maksadıyla yapılıp yapılmadığı ve TCK.nun 347. maddesinin uygulama yerinin bulunup bulunmadığının karar yerinde tartışılmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle tebliğ name gibi (BOZULMASINA), 9.6.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.