 |
T.C.
YARGITAY
6. Ceza Dairesi
E: 1988/11692
K: 1989/1294
T: 15.02.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Sahtekarlıktan sanık ve tutuklu B.S.'nin yapılan yargılanması sonunda : TCK.nun 342/1-2, 80, 59, 31 ve 33. maddeleri gereğince sonuç oarak 10 sene 10 ay ağır hapsine, müebbeden kamu hizmetlerinden yasaklanmasına ve cezası süresinde yasal kısıtlılık halinde bulundurulmasına ilişkin .... Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 13.7.1987 tarihli hükmün duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından onama isteyen 11.11.1988 tarihli tebliğname ile 21.11.1988 gününde daireye gönderilmekle tayin edilen günde sanığın duruşmaya vekil göndermemesi nedenile duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda dosya okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Yapılan yargılamaya, kanıtlara ve gerekçeye göre sahte mahkeme ilamı düzenleme eylemine yönelik tüm; diplomalarda sahtecilik eylemlerine ilişkin başkaca temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Türk Ceza Yasasının benimsediği sisteme göre belge sahteciliğinin cezalandırılması belgenin türüne göre değişmektedir.
Bu ayrımlardan biri de resmi belge sahteciliğinin aslında, onaylı örneğinde ve onaylı özetinde sahteciliğin bu hiyerarşiye göre ve gittikçe daha az cezalandırılmış bulunmasıdır.
Buna göre resmi belgenin aslında sahtecilik görevli tarafından işlenmişse, T.C. Yasasının 339/1-2, görevli olmayanlarca işlenmişse aynı Yasanın 342/1-2. maddeleri uygulanacaktır.
Aslın tam kopyası olan örnek üzerinde sahtecilik suçunu görevli işlemişse, aynı Yasanın 341/1, görevli olmayan fail işlemişse 342. maddenin 3. fıkrasının 2. cümlesi uygulanacaktır.
Eğer onaylı örnek, yiten asıl yerine geçmişse, örnek T.C. Yasasının 339/son maddesi uyarınca asıl gibi sayılacak ve ceza ağırlaşacaktır. Bu belgeler söz konusu olunca eğer fail görevli ise, T.C. Yasasının 39/1-2, görevli değilse, 342/1-2. maddeleri uygulanacaktır.
Eğer onaylı örneğin aslı esasen yok ve fail görevli ise aynı Yasanın 341. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesi, yetkili görevli değilse 342. maddenin 3. fıkrasının 1. cümlesi uygulanacaktır.
Özet sahteciliğine gelince; resmi belgenin onaylı özeti aslın kopyası olmayıp onun sergilediği kimi bilgileri yansıtan bir belgedir ve Yasaya göre cezai açıdan daha az korumaya layık görülmüştür.
Türk Ceza Yasasının 341/son maddesine göre var olan resmi belgenin onaylı özetini sahte olarak düzenleyen yetkili görevli cezalandırılmıştır. Görevli faille birlikte suçu işleyen üçüncü kişilerin de katılma hükümlerine göre aynı madde ile cezalandırılacakları açıktır.
Buna karşılık, T.Ceza Yasası, resmi belgede özet sahteciliki cürmünü görevli dışında bir kimse işlediği takdirde nasıl cezalandırılacağını hükme bağlamamış ve böyle yasada bir boşluk ortaya çıkmıştır. Nitekim 1930 tarihli İtalyan Ceza Yasası 482. ve 1986 tarihli Türk Ceza Yasası Ön Tasarısı 234/son ve 235. maddelerinde bu boşluğu doldurmak gereğini duymuştur.
Bu durum karşısında Türk Ceza Yasasının 339/son madde ve fıkrası gibi aslı yiten belgenin özetini asıl sayarak cezalandırmak, Yasa koyucusunun benimsediği ve yukarıda öngörülen hiyerarşiye ters düşmüş ve özet sahteciliği asıl sahteciliği düzeyine çıkmış, ayrıca cezada örnekseme kıyas, benzetme yasağı ilkesi de çiğnenmiş olacaktır.
Öğretide savunulan ve özeti örnek suret gibi cezalandırmayı öngören düşünce de özeti örnek düzeyine çıkarmak ve görevlinin özet sahteciliğini yasa koyucusunun iradesinin tersine görevli olmayan failin cezasından daha alt düzeye indirmek gibi bir çelişkiyi bünyesinde taşımış bulunduğundan tutarlı değildir.
Esasen özet sahteciliğinde Türk Ceza Yasasının 339/son maddesi gibi bir ağırlaştırıcı nedenin öngörülmemesi yerinde ve mantıklıdır. Zira aslın içindeki hususları olduğu gibi içeren bir örnek aslın yitiminde onun yerine geçebilirse de aslın belli başlı özelliklerini bünyesine almakla yetinen özetin asıl yerine geçmesi mantığa aykırıdır. O nedenle yasa koyucu unutkan davranmamış, tersine özetle örnek arasındaki aykırılığı bu tutumuyla vurgulamak istemiştir.
Sonuç olarak, resmi belgenin özetinde sahtecilik suçunu görevli işlemişse Türk Ceza Yasasının 341/son maddesi uygulanacaktır. Görevli olmayan bir fail işlemişse bu eylemi işlerken görevli ile iş birliği yapmışsa aynı madde ile cezalandırılacaktır. Görevli ile işbirliği yapmayan faiz sözkonusu suçu işlediği takdirde eylem Türk Ceza Yasasının 355. maddesine giren bir belge ise aynı Yasanın 356. maddesine göre ceza cezalandırılacak, o belgelerden değilse cezalandırılmıyacaktır.
Olayda sanığın sahte diplomalar düzenlediği anlaşılmaktadır. Diplomalar özet belgede sahtecilik olacağına göre fail resmi görevlilerle işbirliği yapmışsa eyleminin Türk Ceza Yasasının 341/son, yapmamışsa aynı Yasanın 356. maddesine girebileceğinin gözetilip tartışılmaması,
Yasaya aykırı ve sanığın temyiz itirazları yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle hükmün BOZULMASINA, 15.2.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.