 |
T.C.
YARGITAY
5. Hukuk Dairesi
E: 2004/3530
K: 2004/4973
T: 22.4.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 19. maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin tesbiti ve taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 19. maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin tesbiti ve taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Ancak;
Dava konusu taşınmazın, Belediye Başkanlığından alınan yazıya göre belediye sınırları dahilinde; ancak imar sahası ve kadastro sahası dışında olduğu mahalle yollarının bakım ve onarımının Belediyece yapıldığı bu şekliyle belediye hizmetlerinden yararlandığı anlaşılmıştır. Bir taşınmazın arsa sayılabilmesi için Belediye İmar Planı sınırları içinde bulunması, olmadığı taktirde Belediye ve mücavir alan sınırları dahilinde olmakla birlikte etrafının meskun mahal olması ve belediye hizmetlerinden yararlanması gerekir. Dava konusu taşınmazın bu özellikleri taşıyıp taşımadığı dosya içeriğinden açıkça anlaşılamamaktadır. Bu hususların ilgili Belediyeden ayrıntılı şekilde sorulup taşınmazın niteliği açıklığa kavuşturulmadan, arsa niteliğinde kabulü,
2- Kabule göre de; dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü olması ve değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması gerekir. Dava konusu taşınmaz ilçe merkezine 1 km. uzaklıkta, değerlendirmeye esas alınan emsal ise ilçe merkezinde olup, şehrin en hareketli yerinde ve ticari değere sahip bir taşınmazdır. Dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede benzer yüzölçümlü ve değerlendirme tarihine yakına zamanlarda emsal satışların bulunması doğaldır. Bu durumda taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü başka satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde res'en emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallerin satış teyitleri getirtilerek, imar parseli mi, yoksa kadastro parseli mi olduğu tesbit edildikten sonra, bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden geçersiz rapora göre karar verilmesi,
3- Kamulaştırılan ve bedelinin tesbitine karar verilen pilon yerinin davacı idare adına tapuya tesciline karar vermek gerekirken pilon yerinin davacı idare lehine kamulaştırılmasına karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene geri verilmesine 22.04.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.