 |
T.C.
YARGITAY
5. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/7409
Karar No : 1996/7701
Tarih : 20.5.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KARAR
Mahkemece iki kez bilirkişi, incelemesi yaptırılmıştır. Alınan bilirkişi raporları hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyleki,
I.Kamulaştırma işleminin davacıya noter kanalı ile tebliğ edilip edilmediği, edilmişse davanın 2942 sayılı kamulaştırma kanununun 14 maddesinde yazılı 30 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığı tesbit edilmeden ve nedenleri açıklanmadan davanın süresinde kabulü
ile artırmaya karar verilmesi,
Dava konusu taşınmaz mal arsa niteliğindedir. Kamulaştırma kanununun kıymet takdiri esaslarını gösteren 11. maddesinin 3 cü fıkrasının özellikle arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca kamulaştırma yününden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerinin tesbiti ve bedelin tesbitin de etkisi olan diğer unsurlarda dikkate alınarak 4.fıkra gereğince her unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirlenip dayanakları gösterilmek suretiyle değerlendirilerek kamulaştırma bedelinin saptanması gerekmektedir.
Emsalin kamulaştırılan taşınmaz, malla aynı Konumda olması taşınmaza yakın yerlerde bulunması, aynı nitelikte ve özellikleri taşıması, benzer yüzölçümünde olması veya kamulaştırmaya yakın günlerde satılması zorunlu değildir. Ayrı özellik ve nitelikleri taşıyan başka yerlerde bulunan ve eski günlerde satılmış olan emsal kayıtlarda tek tek dava konusu taşınmazla karşılaştırılıp incelenerek aradaki farklılıklar belirtilip üstün ve eksik yonleri açıklanmalı ve eski günlerdeki satışlarla kamulaştırma günü arasında geçen zaman içindeki taşınmaz malların değerinde ortaya çıkan değişiklikler gösterilerek gerekirse fiat endeksleride uygulanarak bir değer biçilmelidir. Bu şekilde bir inceleme yapılmadan arsaya değer biçilmesi
Bilirkişi raporlarında bu esaslar çerçevesinde karşılaştırma ve inceleme yapılmadan düşük eksik yönleri demek suretiyle sonuç kısmında genel deyimlerle değer biçilmesi,
20.10.1989 gün ve 4 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca faize 27.7.1994 tarihinden itibaren hükmedilmesi gerektiğini düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğunda hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428 ci maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcın istenildiğinde ödeyene geri verilmesine 20.5.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.