 |
T.C.
YARGITAY
5. Hukuk Dairesi
E. 1991/30780
K. 1991/37372
T. 4.12.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZET : Kamulaştırma Kanununun 15/13. maddesinde,kıymet takdirinde kamulaştırmayı yapan idare 13. Madde gereğince tebligatı kamulaştırma kararının tamamlanmasından itibaren bir yıl içinde usulüne göre yaptırmamış isekamulaştırma kararının hak sahibine tebliğ olunduğu, tebligat yapılmadan dava açılmış ise davanın açıldığı gününesas tutulacağı açıklanmıştır.
(2942 s. Kamulaştırma K. m. 13, 15/13)
Taraflar arasındaki kamulaştırma değerinin artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; kamulaştırma değerinin artırılmasına dair verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla; dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:
Mahkemece üç kez bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de alınan raporlar hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki:
1- Kamulaştırma Kanununun 15/13. maddesinde, kıymet takdirinde kamulaştırmayı yapan idare 13. madde gereğince tebligatı kamulaştırma kararının tamamlanmasından itibaren bir yıl içinde usulüne göre yaptırmamış ise kamulaştırma kararının hak sahibine tebliğ olunduğu, tebligat yapılmadan dava açılmış ise davanın açıldığı günün esas tutulacağı açıklanmıştır. Olayımızda, 15.6.1989 günü alınan kamulaştırma kararı, Valiliğin 31 .7.1989 tarihli oluru ile tasdik edilmiştir. Tebligatlar bir yıl dolmadan yapılmıştır. Bu durumda, bilirkişilerce Belediye Encümeninin kamulaştırma bedelinin ödenmesine ilişkin olan 12.9.1989 günlü karar tarihi yerine 31 .7.1989 Valilik olur tarihinin esas alınarak değer biçilmesi gerektiğinden, bu konuda bilirkişi kurullarından ek raporlar alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması olmadığı gibi üçüncü bilirkişi kurulu raporunu bilirkişilerden mülk sahibi Halit düzenlemiş, diğer iki bilirkişi taşınmaz malın metrekaresine 60.000 lira değer biçmiş oldukları belirterek raporun altını imzalamışlardır. Bilirkişi kurulunun raporu birlikte düzenlemeleri, emsalle taşınmaz malın üstün ve eksik yönlerini belirtmeleri, emsalin satış tarihi ile kamulaştırma günü arasında fiyat artışlarına göre hesap yapılarak kamulaştırılan yerin değerini biçmeleri gerekir. Oysaki raporda karşılaştırmayı mülk bilirkişisi yapmış, değerleri sebep ve gerekçe göstermeden taşınmazın metrekaresinin 60.000 lira olduğunu bildirmişler ve raporun altına kalemle şerh vermişlerdir. Gerekçeleri ve karşılaştırmaları yoktur. Soyut bir biçimde metrekaresi 60.000 lira eder diye kayıt koymuşlardır. Bu husus yerinde inceleme ve karşılaştırma yapmadıklarını göstermektedir. Gerekçe birinci bilirkişiye aittir. Bir kişiye iki kişinin karşı oy yazması düşünülemez, şayet bu iki bilirkişi taşınmazın metrekaresinin 60.000 lira olduğunu takdir etmişlerse yukarıda belirtildiği gibi karşılaştırma yapmadıkları, gerekçelerini göstermeleri gerekirdi. Tek kişinin düzenlediği açık olan raporun geçersiz olduğunun düşünülmemesi ve son raporun birbirini doğruladığından söz edilerek hüküm kurulması doğru değil ise de, sonuçta az değer biçen rapor esas alındığından ve davacı temyizi olmadığından bu husus ayrıca bozma sebebi yapılmamıştır.
2- Avukatlık en az ücret tarifesinin 4/2. maddesinin uygulanması gerekip gerekmeyeceğinin araştırılmamış olması,
Doğru görülmemiştir.
Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istenildiğinde ödeyene geri verilmesine, 4.12.1991 gününde Qybirliğiyle karar verildi.